Kendini herkes sanmak

29 Ağustos 2023 Salı

1960’ta, üniversite yıllarımda, bugün Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nin bulunduğu yer, evlerin arka bahçelerinin uzantısı boş bir arsaydı. Orada eğri büğrü kondurduğumuz derme çatma kaleleriyle bir futbol sahası oluşturmuş, aramızda maçlar yapardık. Can dostum Erim Gözen’in sonradan her birinin yerine bir blok apartman dikilen, o zamanlar yazlık kiralanan beş evleri de soyunup giyinme yerimizdi. Bir yandan üstümüzü değiştirirken bir yandan da günün olaylarını, dedikodularını tartışır, hafta sonu ne yapacağımızı konuşurduk.

Yine böyle bir gün maç kıyafetlerimizi değiştirdiğimiz sırada, oradan buradan laflarken genelde hemen hemen hiçbir konuda görüş birliğine varmayı başaramadığım, üç yıl önce aramızdan kaçar gibi ölüp gitmiş olan bir arkadaşım, bir konuda ne düşündüğümü sorduktan sonra aldığı yanıta her zamanki tepkisini gösterdi:

- Yine herkesin söylediğinin tersini söylüyor; tipik Ali tutumu işte! Yakalamıştım. Fırsatı kaçırmadım:

- O noktada dur bakalım biraz! Sonra orada bulunanlara teker teker aynı konudaki görüşlerini sordum. Genelde büyük çoğunluk benim söylediklerime katılıyordu.

“Bak gördün mü?” dedim, herkes benim gibi düşünüyor. Yani ben herkesin tersini söylemiyorum. Sen kendini herkes sanıyorsun. Birkaç kişi kıkırdadı ama söyleyecek bir şey yoktu. Benim herkesin tersini söylediğimi iddia eden arkadaşımın kendini herkes sandığı belli olmuştu.

***

Kendini herkes sanmak aslında çok yaygın ve yanlış, bir o kadar da tehlikeli davranış biçimidir ki toplum içinde yaygınlığı genel gelişmişlik düzeyiyle ters orantılıdır. Kendini herkes sanmak, görüşlerine, isteklerine, çıkarlarına herkesin isteği damgasını vurarak önerilerini, isteklerini, çıkarlarını savunarak geçerliliklerini kanıtlama yükümlülüğünden kurtarır bireyi. Senin sesin, herkesin sesi olunca halkın sesi oluyor ve o da kaçınılmaz olarak Hakk’ın sesi statüsünü kazanıyor, tartışmasız kabul görüyor. Kendini herkes sananların tehlikeli biçimde arttığı toplumlarda ortalama adam herkes demek olduğuna göre, her şey de ona göre ayarlanacaktır.

Herkesin kendini herkes sandığı toplumlarda, hiç kimse tek başına hiçbir şey değildir. Herkes kendini tanımlayabilmek için, tek başına herkesi temsil eden bir “reisherkes”e biat etmek zorundadır. Kendini herkes sanan bireylerin toplumunda, hangi alanda olursa olsun son söz hakkı “reisherkes”tedir.

Herkesin kendini herkes sandığı toplumlarda karar vermek çok kolaydır. “Reisherkes” ne söylüyorsa doğrudur, gerisi ise yanlış. Herkesin herkes olduğu toplumlarda günlük gerçek her gün değişmekte olduğundan, günlük doğrular ve gerçekler “herkesbaşkanı” tarafından günü gününe açıklanacaktır. “Herkesbaşkanı”nın iradesi yargıda, yürütmede, yasamada da esastır.

Herkesin herkes olduğu toplumlarda salt herkesin herkes olması olgusundan dolayı her şeyin ölçüsü “ben” olacaktır. Kişioğlu biat görevini yerine getirdiğinde, “herkesbaşı”nın günlük açıklamalarına ters düşmemek kaydıyla her konuda “ben” doğrunun ölçütü olacaktır.

***

O zaman hayat kolaylaşacak, yanılmak olasılığı kalmayacak, biat görevi eksiksiz yerine getirilerek, günlük “herkesbaşı” kararnamelerine iyi okumak kaydıyla, herkesin içinden herhangi biri şunu rahatlıkla söyleyebilecektir:

“Benim söylediğim doğrudur, söylediğimin tersi yanlıştır. Benim amelim sevaptır, tersi günahtır. Benim emrim yasadır, yaptığım yasaldır. Davranışım ve emrim dışındakiler suçtur.”

Acaba böyle bir toplum olabilir mi, olursa encamı ne olur?

Ben ne olabilir diyorum ne de olamaz.

Bu konuda siz ne dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları