Monşer

04 Şubat 2024 Pazar

Sevgili,

Soykırımcı Binyamin Netanyahu yaşlı, kadın, çoluk çocuk demeden biraz daha fazla Filistinli öldürebilmek için zamana karşı amansız bir yarışa girişmişken uzmanlar acil bir ateşkesin önünü açmaya çalışıyorlar. Herkes Filistin-İsrail çatışmasının bölgeyi hangi kalıcı etkilerin altına sokacağını tartışıyor. Türkiye, böyle bir cehennem gerginliğine girilirken, tam bir kaos ortamı içinde yüzüyor. Herkes yeni durumlardan kendi çıkarına uygun çözümler üretmeye çalışırken, AKP de Suriye’deki durumdan, Filistin-İsrail arasındaki gerginlikten yararlanarak diplomatik alanda mesafe almaya çalışıyor. Ama AKP’nin diplomatik esnekliği, cevvaliyeti buna el vermiyor.

***

Oysa Cumhuriyet diplomasisi yeterince donanımlı ve deneyimlidir. Ama Türkiye’de 20 yıldır dış politikanın dizginleri dışişlerinin özverili ve yetenekli kadrosunun etkisinden alınmış, yeni hedeflerin çizgisine uygun rotaya sokulmaya çalışılmıştır. AKP, Cumhuriyet diplomasisi hakkındaki görüşlerini, Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu sıralar, Onur Öymen’i “monşer”likle etiketleyerek somutlaştırmıştı.

Onur Öymen’i yakından tanıdım.

Eğitimci bir aileden gelen Onur Öymen’in amcası Hıfzırrahman Raşit Öymen, Kurtuluş Savaşı günlerinde öğretmenlik yaptığı Trabzon’da çağdaş eğitimin sorunlarını dile getiren “Yeni Mektep” dergisini çıkarmaktaydı. Ankara’da bulunan Mustafa Kemal, Sakarya’nın çalkantılı günlerinde Hıfzırrahman Raşit Öymen’i çıkardığı dergi dolayısıyla kutluyor, başarılarının devamını diliyordu. 

Kurtuluştan sonra Hıfzırrahman Raşit Öymen TBMM’ye seçilecektir. Onun iki oğlu da Türk basınında değerli hizmetler gören, dönemlerinin önde gelen gazetecilerinden Altan Öymen ve Örsan Öymen’dir. Hıfzırrahman Raşit Öymen, Bilsay Kuruç’un da dayısıdır. Aileden “erbabı kalem” olmayan yok gibidir. Eğitim, basın-yayın, diplomasi alanlarında aile bireylerinin öne çıktığını biliyoruz. Yeni kuşak Örsan Öymen (junior) de öğretim üyesi ve Assos Felsefe Günleri’nin yıllardır düzenleyicisidir.

Hıfzırrahman Raşit Öymen’in kardeşi, felsefe ve sosyoloji öğretmeni Münir Raşit Öymen’in genç oğlu Onur Öymen Galatasaray’ı bitirdikten sonra dışişlerine intisap etmiş olmasına karşın, basınla olan ilişkisini kesmemiş ve Siyasal Bilgiler yıllarında da öğrenci birliğinin dergisini çıkarmıştı. Annem, Erenköy Kız Lisesi’nin çok genç coğrafya öğretmeni Nebahat Öymen’in öğrencisi olmuştu. Ben de Onur’un Galatasaray’da sınıf arkadaşıydım. Ondan kalan en canlı anım, Ortaköy’de “Balyan Kardeşler”in eseri olan Feriye Sarayı’nın rıhtımında ılık bir mayıs akşamüstü kim bilir aynı mekânda kaç aydının, kaç yöneticinin, kaç yazarın, kaç nazırın sorduğu, ne yazık ki henüz tam olarak cevaplanıp cevaplanmadığından emin olamadığım şu ünlü soruyu sorduğu andır: “Şu memleketin azgelişmişlikten tümüyle sıyrılması için daha ne lazım?”

***

Soru ve sorulduğu mekân yerindedir. Ama kabul etmek gerekir ki saraylıktan sonra Galatasaray İlkokulu’nun yatılı binası olan mekânda, on üç yaşında bir çocuk tarafından sorulmuş olması biraz şaşırtıcıdır. Daha sonra bazılarını yakından tanımak imkânını bulduğum dışişleri mensuplarıyla Öymen ailesi üyelerinin davranışlarını görünce bunda da şaşacak bir yön olmadığını gördüm.

Evet, dışişleri mensupları gibi Öymen ailesi bireyleri de sürekli bu sorunun peşinden koşmuşlardı. AKP için bu pek akıl alır bir davranış değildi. Ve onun için de Bursa milletvekiliyken AKP’nin “monşer” nitelemesine muhatap olan Onur Öymen bu yakıştırmayı sorumlulukla, liyakatla, özveriyle ve ismine yakışan bir onurla taşımıştı ve bu konuda dokuz tane eser vermişti.

Türkiye’nin şu anda karşı karşıya bulunduğu iç ve dış sorunlarla yüzleştiği şu dönemlerde keşke Onur Öymen misali “monşer”lerden biraz daha olsaydı da, AKP’ye şu güç günlerde doğru yolu gösterebilseydi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları