Su Haktır

22 Mart 2013 Cuma

Sevgili Okurlarım, TMMOB Çevre Mühendisleri İzmir Şubesi’nden aldığım iletiyi paylaşıyorum:
“BM yaşamın temel unsuru olan ve artan dünya nüfusu, sanayileşme, ormansızlaşma, yapılaşma ve küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle daha da kısıtlı hale gelen su kaynaklarının önemine dikkat çekmek için, 22 Mart’ı Dünya Su Günü ilan etmiştir.
BM, 2013 yılı Dünya Su Günü temasını Uluslararası Su Dayanışması olarak belirlenmiştir.
Günümüzde yaklaşık olarak dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan 1.5 milyar insanın sağlıklı suya ulaşamadığı bilinmektedir. Gelecek 50 yılda ise sağlıklı suya ulaşamayan nüfusun 3 milyarı aşacağı tahmin edilmektedir. Her yıl 250 milyon insan su kalitesinden kaynaklanan nedenlerle hastalanırken, çoğu çocuk olmak üzere 5 milyon kişi ölmektedir.
Dünyadaki su kaynakları sabitken, nüfus artışı, endüstrileşme ve yoğunlaşan tarımsal faaliyetler nedeniyle su tüketimi giderek artmaktadır. 20. yüzyılın başında 1.5 milyar olan dünya nüfusu günümüzde 6.5 milyarı aşmıştır. Su tüketimi 1950’lerden bu yana 3 kat artarak yılda 3973 km3’e ulaşmış olup 2025 yılında 5235 km3’e ulaşması beklenmektedir.

\n

***

\n

Ülkemizde ise yıllık 35 km3 olan su tüketiminin yüzde 70’i tarımsal, yüzde 20’si kentsel ve yüzde 10’u ise endüstriyel alanda gerçekleşmektedir.
Ülkemizde kıt bir kaynak olan suyun etkin ve adil bir kullanımı olduğunu söylemek ise mümkün değildir.
Bir yanda tarımda, salma sulama gibi 5 bin yıl öncesine dayanan sulama teknikleriyle büyük ölçüde su israfı yaşanırken diğer yandan şehir içme suyu şebekelerinde önemli su kayıpları devam etmektedir.
Almanya’da yüzde 5, Finlandiya’da yüzde 15, İtalya’da yüzde 30 mertebesinde olan içme suyu şebekesi kayıpları ülkemizde halen yüzde 40’ın üzerindedir.
Ülkemizde sayıları 3 bini aşkın belediyeden ancak 415’inde kentsel atıksu arıtma tesisi vardır ve bu da önemli bir sağlık riski yaratmaktadır.
Ayrıca, gittikçe daha kısıtlı bir kaynak haline gelen suyu ticari bir meta olarak gören anlayış, yurttaşlarımızın sağlıklı, güvenli ve yeterli suya ulaşımını engellemektedir.
Su Kanunu Tasarısı, Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu tasarılarıyla su varlığımızın ticarileştirilmesi ve doğa alanlarımızın ticari kullanımlara daha da açılmasının yöntemleri geliştirilmeye çalışılmaktadır.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak su kaynaklarımız ve doğal varlıklarımızın geri dönüşsüz bir şekilde tahribine yol açacak bu girişimlerin önlenmesi için su hakkımızın yok edilmesine, doğamızın talan edilmesine karşı çıkan yurttaşlarımızı ve demokratik kitle örgütlerini dayanışmaya çağırıyoruz.”

\n

***

\n

Sevgili Okurlar, benzerleri gibi bu bildiri de çok fazla dikkati çekmeden yayımlandı gitti.
Oysa yıllardır uyarmaya çalıştığımız gibi su sorunu önümüzdeki dönemin en önemli sorunlarından, en büyük savaş konularından biri haline gelecek, hatta geldi bile. Dicle ve Fırat havzasına bakarken buradaki su potansiyelenin bütün bölgenin petrolden de önce gelen en önemli sorunu olduğu, bu yüzyıl içinde Ortadoğu’da mutlaka bir su savaşı çıkacağı, bunu engellemenin tek yolunun uluslararası işbirliğiyle bölgede suların rasyonel kullanımı olduğu yazılmasına rağmen ne yazık ki, kamuoyunun yeterince ilgisini çekmiyor.
Kaynak sularından Karadeniz’deki
“HES”lere kadar türlü girişimler, yaşamın ana ögelerinden ve bu yüzden bir hak olan halkın su hakkının gasbı karşısında da tepkiler yetersiz.
Oysa konu, yaşamsal. BM Dünya Su Günü’nde TMMOB Çevre Mühendisleri İzmir Şubesi’ni kamuoyunu uyaran duyarlığından dolayı kutlarım.
Bu yaşamsal konuya tekrar döneceğim.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları