Ya çoktan olup bittiyse?...

18 Ekim 2022 Salı

Herkes büyük bir heyecan içinde 2023 seçimlerini bekliyor. Artık eskilerin deyimiyle “seçim sathı maili”ne (seçim eğik eğimine) girmiş bulunuyoruz. Durumdan o kadar kesin emin olmayıp “Bütün göstergeler AKP-MHP’nin önümüzde ki seçimi kaybedeceğini gösteriyor. AKP kazanamayacağı seçimi yaptırmaz, bu durumda görünür bir gelecekte sandık yok” diyen de var. Bütün politikaları iflas etmiş AKP’nin ekonomik, sosyal alanlarda olduğu kadar dış politika da artık Türkiye’yi idare yetisini yitirdiğine, ülkeyi dilediğince denetleyip yönetemeyeceğine göre, yapısal devasa sorunların yanı sıra iç ve dış konjonktürün de diktanın dilediğince at oynatmasına izin vermeyeceği bir ortamda seçimleri engellemesinin mümkün olmayacağı, milli iradeye meydan okumasının yaratacağı ve herkesin zararlı çıkacağı kaostan en fazla kendisinin kayba uğrayacağı, bu yüzden seçimlerin zamanında olacağı söylenebilir.

***

Tabii seçimlerin olmasından kasıt, iktidar ve muhalefetin, silahların eşitliği ilkesine uygun olarak, temel hak ve özgünlüklere saygı ortamında, herhangi bir baskı altında olmaksızın bağımsız yargı denetiminde yapılacak seçimlerdir. Yoksa, seçmen kütükleriyle alabildiğine oynandığı her türlü seçim hilesine umarsızca boyun eğilmesinin sağlandığı, dürüstlüğün katresinin bulunmadığı, atı alanın Üsküdar’ı geçtiği, öyle AKP’nin her türlü kuralsızlığı gönlünce yapıp gerçekte sandıkta çoğunluğu sağlayamadan, “Ben kazandım!” deyip, bu zorbalığı da devletin bütün erklerini sivil darbeyle ele geçirmiş olması sayesinde dayatarak kabul ettirmesi seçimin yapılması anlamını taşımayacaktır.

Ama hiç kuşkunuz olmasın ki AKP, daha önce de birçok kez olduğu gibi bunu yapmayı isteyecek ve de deneyecektir.

Türkiye’de diktadan kurtulup demokrasiye ulaşmak ancak muhalefetin, iyi örgütleyeceği demokrat kamuoyunun kurallara uyulmasını sağlamadaki başarısıyla mümkün olabilecektir.

Bu husus başarılamadığı takdirde seçim insanların sandığa giderek oy kullandıkları görüntüsüne karşın milli iradenin tecelli etmesinin sağlanamadığı bir kandırmacadan ileri gidemeyecektir.

Sandık güvenliğinin sağlanamadığı, seçme hakkına sahip olmayan kişilerin kayıt edilmesiyle göçmen ya da sığınmacıların listelere seçmen olarak yazıldıkları, bir yığın insanın yaşamadıkları adreslerde sahte seçmenler olarak yer aldıkları listelere yapılacak oylamalar, dürüst seçimler olamayacaktır. Seçmen listeleri asıldığı zaman bunların sağlıklılıkları güvenceye alınmaz ise sıra ondan sonra oy vermeye gelince iş işten geçmiş olacaktır.

Şu sırada seçmen listelerinin hazırlanması bağımsız yargının denetiminde olmayıp başında Süleyman Soylu’nun bulunduğu İçişleri Bakanlığı’na bağlı nüfus müdürlüklerindedir. İçişleri Bakanı Soylu, kendisine ısrarla sorulan kaç yabancıya vatandaşlık verildiği sorularına resmen kesin bir yanıt vermekten kaçınmaktadır.

Şu anda İçişleri Bakanlığı’na bağlı nüfus memurluklarında hazırlanmış, seçme hakkına sahip olmayan seçmenlerle yapılmış oylamaların sonunda devletin bütün erklerini elinde tutan AKP’nin kendi hazırladığı seçmenlerle yaptığı “seçimleri kazandığını!” söylemesi oylamanın denetiminin bağımsız yargının elinde olması halinde düzeltilemez sonuçlar doğurmazdı. Ama yargının da bağımsız olmadığı günümüz koşullarında şu anda İçişleri Bakanlığı’nın denetiminde hazırlanacak listelerdeki usulsüzlüklerin seçmen listelerinin asılması aşamasında giderilmeleri mümkün olamayacaktır.

O zaman şöyle garip bir durum meydana gelecektir:

Herkes merakla seçimleri beklerken yürütmenin denetiminde düzmece listeler hazırlanırken sonuçları şimdiden iktidar lehine belirleyecek düzmece seçimler, şu sıralarda çoktan düzenlenmiş olacak ve atı alan bir kez daha Üsküdar’ı geçecektir.

Evet ya herkesin oylamayı beklediği şu sırada seçim olup bitiyorsa??



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları