Arif Kızılyalın

Atatürk düşmanlığı ve Cumhuriyet!

01 Ağustos 2022 Pazartesi

Yıllar önce, başyazarımız İlhan Selçuk, “Atatürk bittiği zaman Cumhuriyet de biter” demiş.

Haklı.

Çünkü biliyoruz ki gazetemiz Atatürk Türkiyesi’yle koşut ilerlemiştir.

Bu bağlamda, gündem ne olursa olsun, Cumhuriyet gazetesi laik Türkiye Cumhuriyeti ile Atatürk Devrimlerinin yılmaz savunucusudur.

Bu bağlamda geçen haftaki manşetlerimizle de Atatürk karşıtlarının gerçek yüzlerini tüm kamuoyuna gösterdik. 

“Millet Bahçesi” safsatası ile yıkılmak, parçalanmak istenen Atatürk Havalimanı’nı ısrarla gündeme getirdik. Hâlâ, kent için alternatif liman kimliğini koruyan Yeşilköy’ün pistlerinin “haince” kırılmak istenmesini manşetimize taşıdık.

Peki niye yıkmak, kırmak, parçalamak istiyor AKP, Atatürk Havalimanı’nı?

Öncelikle Atatürk’le sorunları var. Bunu 2002’den beri biliyoruz. İnkâr etmesinler!

Ancak, kentin göbeğindeki Yeşilköy pistinin kullanılmaz hale getirilmek istenmesinin, “duygusal” gerekçeleri de unutulmasın. AKP’nin, “gurur projesi” İstanbul Havalimanı, tüm çabalara karşın, Atatürk Havalimanı’nın 2016’daki uçuş rekorunu, kıramadı. Durum böyle olunca da AKP, İHL’yi petro-dolar zengini şeyhlere istediği fiyata satamayacak. Çünkü para babası Suudiler, satın alacakları İHL’ye İstanbul içinde alternatif alan istemiyorlar.

Öyleyse, “Yıkın gitsin Atatürk Havalimanı’nı...”

Ekonomi servisinden Ali Can Polat’ın ısrarlı haberiyle, kamuoyu Atatürk Havalimanı’nın iş makinesiyle kırılan pistini, olayın perde arkasını öğrendi, tepkiler büyüdü. İktidar, yıkım çalışmalarını yavaşlattı.

***

Cumhuriyet’in geçen hafta en çok konuşulan haberiyse Diyanet’in, her geçen gün artan yaşam pahalılığıyla ilgili açıklamalarındaki ayrıntıydı. Ankara’dan Sefa Uyar, Diyanet’e bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun fiyat artışı konusundaki fetvasını haberleştirirken, iktidarla Diyanet arasındaki derin bağlantıyı da ortaya koydu. Fetvada, “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren rızıklandıran Allah’tır” hadisine işaret edilmiş, bu bağlamda ayçiçeği yağından una, Amerikan petrolünden şekere kadar yaşamsal kalemlere gelen yüzde 200-300 oranındaki zammın sorumluluğu iktidarın üzerinden alınmıştı. 

Cumhuriyet’in bu manşeti birilerini rahatsız etmiş olacak ki Diyanet üst üste açıklamalar yaptı, ancak “haberi” yalanlayamadı. 

Kıymeti, terörist başı F.G’nin “dini sohbetlerden” menkul birtakım yazar ve yorumcunun Cumhuriyet’e yönelik “hezeyanı” ise ilahiyatçı Cemil Kılıç ve Prof. Dr. Şahin Filiz’ce savuşturuldu. Çünkü, Diyanet’in işi, AKP’yi savunmak değil, ülkenin din bilgisi ve kültürüne katkı sağlamak olmalıydı.

***

Cumhuriyet’in temmuzun son haftasına damgasını vuran bir diğer önemli haberi de Ege’den geldi. İzmir Temsilcimiz gazeteci-yazar Tuncay Mollaveisoğlu, Türk Rivierası Patara sahilindeki kumların çalınış ve sonrasında ihaleyle satılış sürecini ortaya çıkardı. “Patara’da kum, AKP’de yağma” başlığı ile Çevre Koruma Kanunu’nca korumaya alınan dünya mirası Patara kumlarının AKP’li bazı meclis üyesi ve yöneticilerce izinsiz alınmak ve satılmak istenmesi skandalın ilk ayağıydı. Konu ortaya çıktıktan sonra koruma altına alınan 400 kamyon kumun hırsızlıkla suçlanan şirketin sahibinin damadına satılması ise AKP Türkiyesi’nin fotoğrafı gibiydi. Umuyoruz, ilgili bakanlıklar başta satışı yapan Kaş Orman İşletme Müdürlüğü’ne olmak üzere gereken soruşturmaları açar.

***

Yine geçen hafta sonu Dilan Ayırkan’ın Ekrem İmamoğlu söyleşisi İstanbul’un sistemsel sorunlarını gündeme taşıdı. Her ne kadar İmamoğlu, Emrah Şahan yönetimindeki İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) geleceğe dönük projelerinden söz etse de AKP döneminden kalma 85 milyar dolar değerindeki rant açıklaması da  gündeme bomba gibi düştü. Çünkü İBB Başkanı İmamoğlu, AKP döneminde bazı imar hediyeleriyle, kentin yüreğine saplanan hançerleri açıklıyordu Cumhuriyet’e. Gerçekten 1990’ların ortalarından sonra İstanbul’a resmen ihanet edilmiş. Hem soruyu soran Ayırkan’a hem de cesurca konuşan İmamoğlu’na bir İstanbullu olarak teşekkürü borç biliyoruz.

***

Diziler, Cumhuriyet gazetesinin olmazsa olmazıdır. Muharrem ayı ile birlikte yayına giren siyasetçi-yazar Cemal Canpolat’ın “Saltanatla kimsesizlerin mücadelesi: Kerbelâ” dizisi çok ses getirdi. Dizinin yayımlandığı gün cemevlerine yapılan saldırılar ise Türkiye’nin götürülmek istendiği noktayı gösteriyordu. Yine Miyase İlknur’un, “Bir holdinge nasıl çöküldü” dizisi Sezgin Baran Korkmaz’ın etrafında dönen rant çetesinin faaliyetlerini ortaya koyacak.

Yeniden görüşmek dileğiyle...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları