Stresten midir, yorgunluktan mıdır nedir bilinmez, üst üste son 5 lig maçını kazanan Galatasaray mumla arandı dün Malatyaspor karşısında.

Evet, günün sonunda kazanan taraftılar, hatta farkı da açabilirlerdi, ama ligin ikinci yarısındaki o tempolu, coşkulu futbol gitmiş, yerine top kaybı yüksek, 'ayağa pas yapamayan' bir takım gelmişti. Özellikle ikinci arıda pozisyon üstüne pozisyon yediler, rakibe hediye ettikleri penaltı VAR'a takılınca skoru zar zor korudular.Yine de yakaladıkları hatırı sayılır gol pozisyonları bu defoyu örter gibi oldu. Ne var ki büyük resmi iyi görmeli Galatasaraylı futbolseverler.

"Bu takım üst üste maç oynayamıyor..."

Es kaza averajla verdikleri turu geçseler ve çarşamba-pazar trafiği devam etse bu takım çok daha fazla zorlanırdı. Bu bağlamda, "hayırlı" olmuş kupa elenişi.

Düne dönersek, sağ bek Mariano'nun yokluğu, tüm şablonu bozmuştu sanki. İlk arıda Şener, ikinci yarıda da Lines aksadı durdu kenarda. Bifouma maç boyu altın madeni bulmuş gibi üzerine üzerine gitti Galatasaray sağ beklerinin. Emre'nin bu kez final paslarında ya ileride, ya geride kalışı, Seri'nin garip top kayıpları ile sol beke çekildikten sonra sesi sedası kesilen Ömer Bayram'ın düşüşü ve Adem'in de atamadığı gollerin faturası aslında ağır olurdu ama bu kez biraz Muslera, biraz da VAR hakemlerinin, "eksik tecessüsü.." sayesinde 3 puanı hanelerine yazdırdılar. VAR demişken, aslında Gökhan Töre, Feghouli'nin ikinci sarıdan atılmaları gerekiyordu, keza penaltıya neden olan 'son adam' Robin Yalçın'ın da. Ancak asıl VAR felaketi devre biterken Seri'nin açık olan koluna çarpan topta yaşandı; penaltıydı. Keza ikinci yarıda Adem'in ceza alanı içinde itilişi de gözden kaçmış, ama artılar, eksiler toplandığında VAR sisteminin Galatasaray'a yaradığını söyleyebiliriz.

Evet, Galatasaray 3 puanı aldı, zorlandı. 6'da 6 yaptı. Daha önemlisi puanını 42 yapıp, "kapanmaz" denen farkı eritti.

Gelgelelim, bu haftaki Fenerbahçe derbisi bugünkü maçın temposu ile kolay geçmez. Hele sonlarda sakatlanan Lemina eğer yetişmezse Kadıköy'e!