Arif Kızılyalın

‘Kalkışma’nın zararları!

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Türkiye 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece, bir darbe girişimine tanıklık etti. Kabul edelim ki iletişim çağının ortasında, gece hayatının en hareketli saatlerinde köprüleri birer manga askerle tutup, dar bir kadroyla, emir komuta zincirini kıramadan rejimi değiştirme arzusu, akıl ve izanla ölçülemeyecek; idrakı zor bir eylem.
Çok kan döküldü, masum insanlar öldü, Atatürk’ün emaneti TBMM’yle kamu binaları bombalandı, “Tatbikat var” denilerek sokağa sürülen emir eri Mehmetçik, Boğaz Köprüsü’nün ortasında “fırsatçı cihatçılar”ca linç edildi, tutuklanan subaylar 10 aylık çocuklarına tecavüz edilmekle tehdit edildi. Vatanı koruma yemini eden komutanlar tabanları yağlayıp Yunanistan’a kaçtı ya da kaçarken yakalandı.
Kuşkusuz Cumhurbaşkanı’nın, çokça eleştirdiği sosyal medya ve cep telefonu üzerinden halka yaptığı sokağa inin çağrısı ile medyanın demokratik duruşu, bu askeri kalkışmanın önlenmesinde büyük rol oynadı.
Kalkışma demişken, eski Türkçe döneminden “kalı” fiil köküne dayanan bir ses topluluğunu tercih etti Başbakan Binali Yıldırım. TDK’deki karşılığı, mastar eki ile kullanılırsa; isyan ve kıyam. Prof. Muharrem Ergin’in kitabına göreyse “dikilmek-havalanmak.” Ancak eğitimi mühendislik olan, belagat kusurları da bilinen Başbakan’ın, “girişim” sözü dururken, ek yığılmasıyla oluşan “kalkışma” lafını seçmesi ilginç, sanırım ya marjinal bir ifade ile kafa karıştırmak istedi, ya da o telaşla ağzından kaçtı.
Neyse, morfolojik açılım bir yana bu garip darbe girişimi sporda, özellikle spor ekonomisinde büyük yaralar açtı.
Öncelikle futbolu vurdu bu iş. Örneğin F.Bahçe’nin Lyon maçı iptal oldu, Eto’o’nun Afrikalı muhtaç çocuklar için düzenlediği futbol şöleni güme gitti, vakıf zarara uğradı, dünyaca ünlü yıldızlar kendilerini bir an için iç savaşın içinde buldu. Daha önemlisi, Rusya krizi, IŞİD korkusu, havaalanı baskını ile “güvenli ülke” imajı yerle bir olan Türkiye, şimdi bir de “darbecilerin cirit attığı ülke” damgası yedi. Şunu söylemekte fayda var ki artık Türkiye’ye gelecek yabancılar 3 lira yerine 4 lira ister, gönülsüz yıldızlar sözleşmeleri sürdüğü halde UEFA’ya “can güvenliğimiz yok” diye başvurup istedikleri takıma düşük bedellerle gider, kombine satışları düşer, ekonomik darlık devlet destekli sponsorlar hariç özel sektörün spora olan ilgisini azaltır. Keza, uzun yıllar olimpiyattı, Avrupa ve dünya şampiyonasıydı gibi büyük ölçekli turnuvaları da dürbünün tersi ile görürüz!
Anlaşılacağı üzere, “cuntacı”ların icadı bu darbe girişiminin zararı aslında AKP ve mağdur kimliğindeki Saray sakinlerine değil, spor başta olmak üzere tüm ülkeye dokundu, haberiniz ola!

***

Kalkışma öncesi, Türk sporunun gündemi devşirme sporculardı, onları da unuttuk. Geçen gün Atletizm Federasyonu’nun Rio vizesi alan olimpiyat kadrosu açıklandı. Yedeklerle birlikte 35 kişilik kadroda, tam 17 sporcu ithal. İşin kötüsü masa tenisinden, yüzmeye, güreşten kanoya kadar bu “devşirme” merakı almış başını yürümüş. O yüzden, ruhunda “amatörlük” yatan olimpiyatta “profesyonelce” kazanılacak olası madalyalar, emin olun Türk sporunun gerçeğini yansıtmayacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce milli! 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları