Arif Kızılyalın

Meçhule Giden Gemi

27 Ekim 2014 Pazartesi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan.
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Türk edebiyatının büyük ustası Yahya Kemal’in unutulmaz eserinin dizeleri ‘Avrupa’ derken ligde de sıfır çeken Galatasaray için biçilmiş kaftan!..
Ne diyordu usta şair, şiirinin devamında?
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Evet, ne yazık ki artık dönüşü zor bu elem - keder dolu futbol yolculuğunun...
Görünen o ki geleceğe dair umutlarını da kaybetti dün Sarı - Kırmızılılar farklı Başakşehir yenilgisiyle...
Kabullenmeli Sarı - Kırmızılı aile acı gerçeği... Artık G.Saray, büyük düşünen oyunculardan kurulu bir takım değil. Sıradan, korkak, ürkek bir futbolcular topluluğu!..
Dortmund yenilgisinde seslerini çıkarmayanlar acaba Başakşehir mağlubiyeti için ne diyecekler merak ediyorum!.. Yoksa Semih ve Chedjou’nun ani sakatlıklarına mı sığınacak G.Saray’ın yöneticileri, yoksa vuracaklar mı kangreni dönen yaraya neşteri?
Bence herkes sussun, özellikle de İtalyan çalıştırıcı Cesare Prandelli’yle şürekâsı; hatta onu getiren kadrolar da suçlarını kabul etsinler.
Mancini yanlış tercihti, Prandelli berbat bir seçim. Çünkü İtalyan hoca büyük takım vizyonuna sahip değil, yarışmacı takım ruhundan da zerre anlamıyor!..
Anımsarsanız, Dortmund yenilgisi sonrası çıkıp “Avrupa öncelikli hedefimiz değil, Başakşehir maçı daha önemli” demişti.
Gördük! Bayağı bir çalışmış dersine. Daha maçın ilk 20 dakikasında 2-0 yenik duruma düştü öğrencileri. Demek ki bir de çalışmasa 6’lık olacaktı koskoca kadro.
Dersine çalışmış derken Abdullah Avcı iyi okumuş G.Saray’ı... 2 gol de karbon kopya; kenara atılan toplar, opera kapısı gibi açılan savunma kapısı ve basit vuruşlar... Elbette ‘GençSemih’in yıpratıcılığı da maçın püf noktasıydı. Aslında Prandelli, kazağına, gömleğine, kravatına gösterdiği önemi işine verse daha ilk 5. dakikada Başakşehir’in savunma arkasına kaçırmayı planladığı adamlara önlem alır, böylesine ağır bir yenilgi gelmezdi ama o da bizim gibi izledi maçı. Orta sahasının top çıkaramayışını çaresizce seyretti, kanatların ezilişine ses bile çıkaramadı.
Sonraki çabalar için ‘çabalama kaptan ben gidemem’ tarzı direnişler diyebiliriz. Elbette çözüm getirmeyecekti! Hele Melo çıktıktan sonra takım mücadele gücünü de kaybetti. Ağır zemin ise maçı çevirebilecek Sneijder’in ayaklarına vurulan pranga gibiydi. Sonradan oyuna katılan Bruma ve ilk 11’de başlayan Olcan’lı kanat belki iyi havalarda sonuç verebilir ama bu zemindeyken onlar da iş yapmadı. Umut’un oyuna alınışı birkaç karambole neden olduysa da Mossoro’nun 2. golü maçın fişini çekti. 3-0’ın ardından Doka’yla gelen 4. gol ise tükenişin ilanı gibiydi.
Evet, Dortmund’dan sonra Başakşehir de 4 gol attı G.Saray’a. Şampiyonlar Ligi’nin özrü olabilirdi ama galiba bu rezaletin savunması kabul görmeyecek; görmemeli de!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024
Önce milli! 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları