Arif Kızılyalın

Saray’ın entrikaları

03 Mayıs 2023 Çarşamba

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin sosyal demokrat üyeleri,  geçen hafta Türkiye’deydi. Seçimin nabzını tuttular, sandığa giren oyun, renk değiştirmeden çıkması için gönüllülük esasıyla kolları sıvayan STK’lerle görüştüler, anket şirketlerinden bilgi aldılar. 2019 yerel seçimlerinin sonuçlarını nokta atışı tahmin eden anket firmasının yetkili bir isminin, “AKP Genel Merkezi’ndeki ölçümlerde Kemal Bey’in önde gözükmesi Saray iktidarını farklı işlere yönlendirdi” açıklaması en çok ses getiren bilgiydi. Ekonomik krizle boğuşan yurttaşın iktidarı değiştirme kararlılığı, meydanlara toplanan milyonlar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu gün yüzde 13.5’lerde olan puanını yüzde 60’lara taşıması Türkiye’deki değişimin sinyalleri. Sadece metropoller değil, Diyarbakır, Bursa, Balıkesir, Van’da da durum aynı. Hatta AKP’nin kalesi Şanlıurfa’da bile Erdoğan-Kılıçdaroğlu arasındaki fark kapanmış. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nın hem Anadolu hem de İstanbul’daki gözlemleri sonrası bir siyaset sohbetinde kullandıkları “Alan hâkimiyeti tartışmasız CHP’de” sözü bu gerçekliğin kanıtı gibi.

Türkiye, bu havada 14 Mayıs’a yürürken sandığın favorisi Kılıçdaroğlu’nun daha önce ima ettiği “Saray entrikalarını” üstelik isim vererek gündeme getirmesi ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun’la ekibini internet tabanlı oyun oynamakla suçlaması seçimin belki de en kritik hamlesi. Kılıçdaroğlu bir şeyler mi duymuştu, ya da namuslu dürüst “Memur Teomanlar” CHP liderini uyararak manipülasyonun önüne mi geçmek istemişti? Bu soruyu bir uzmana sordum: “AKP zaten Cambridge Analytica ve Dark Web türü oyunlar oynuyor. Hedef ilk kez oy kullanacaklar. Akıllarına değil, duygu ve algılarına erişiyorlar. Örneğin Kılıçdaroğlu’nun milliyetçiliği üzerinden yapılan yersiz yorumlarla, diğer aday Muharrem İnce’nin dans eden politik görüşü olmayan gençlerce desteklendiği havası bu operasyonun bir parçası.

Ne var ki, aynı uzman “oyunların” bununla da sınırlı kalmayacağını, yarından itibaren montaj konuşmalarla, gizli çekim video görüntülerin de servis edilerek gri alandaki kararsız seçmenin baskı altına alınacağını söyledi.

İNÖNÜ OLGUNLUĞU!

Seçimle ilgili bir başka sıkıntı da 14 Mayıs’ta iktidarın değişme olasılığının Saray çevresince “darbe” olarak tanımlanması. Süleyman Soylu, Nurettin Canikli ve Beştepe danışmanı Mehmet Uçum’un benzer ifadeleri, “diktatörKenan Evren’in sözde demokratik uygulamalarından bile beter. Hele Erdoğan savaş pilotu montu giydikten sonra “Bu ülke, iktidarı bunlara teslim etmez” cümlesini kullanmışken. O yüzden devletin malum birimleri, seçim sürecine alet olmamalı. Erdoğan ise sandıktan yenilgiyle ayrılması halinde İsmet İnönü’nün, 14 Mayıs 1950 seçimlerini kaybettiği günkü olgunluğunu sergilemeli. Ne miydi o olgunluk?

Seçim sonuçları belli olduktan sonra dönemin İstanbul sıkıyönetim komutanı, İsmet Paşa’ya ulaşır, “oy kullanımına fesat karıştırıldığı” iddiasıyla seçimin iptalini önerir. Paşanın yanıtı tüm kaosu bitirecek türdendir: “Milli irade gerçekleşmiştir. Halkın istediği şekilde iktidar devredilecektir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları