Spor dünyası, soluğunu tutmuş, Fatih Terim’in açıklayacağı A Milli Takım aday kadrosunu bekliyordu. Daha doğrusu merak edilen çağrılacak isimlerden çok, Arda Turan ve ‘arkadaş’larının listede yer alıp almayacağıydı.
Ve Terim, F.C.Barcelona’nın en çok konuşulan 3-4 isminden biri olan Arda’yı Ukrayna-İzlanda maçlarının kampına davet etmedi. Onunla beraber, Caner, Selçuk, Gökhan ve Burak da yoklardı kadroda. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki yukarıdaki isimlerden en az ikisinin (Arda-Caner), Fatih Terim’ce kadroya davet edilmemesinde, performanstan ziyade disiplin rol oynadı. Çünkü Caner’i şimdikinden 7-8 kilo fazlası varken kadroya çağıran da Arda’yı Barcelona’da B takımı ile antrenman yaparken milli takıma alan Terim’di, şimdi almayan da o. Fatih Hoca, EURO 2016’daki prim kavgasının disiplin faturasının henüz tam anlamıyla ödenmediğini düşünüyor olmalı ki böyle bir risk aldı. Yoksa, Barça’da gol ve asist patlaması yapan Arda’nın milli takımda yer almamasının başka bir açıklaması olamaz. Yine Beşiktaş’ın belki de en formda ismi Caner’in kendine yer bulamamasının da performansla uzaktan yakından alakası bulunmuyor!

Ya kazanacak ya da..!
Ayrıca, Dünya Kupası gibi, 50 yılda bir katıldığımız organizasyonun en kritik maçları öncesinde, sıfırcı hoca gibi elde cetvel, “Çık dışarı Arda, tek ayak üstünde bekle Caner” demek ne denli doğru, kestirmek güç. Ama Fatih Hoca, gerçekten büyük bir kumar oynadı. Çünkü Ukrayna-İzlanda maçlarında sıfır çekilmesi halinde, Arda’sız ve Caner’siz kadro Fatih Hoca’nın başında Demokles’in kılıcı gibi sallanacaktır. Hatta, tüm ülke olarak, Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakanı’na, Spor Bakanı’ndan TFF Başkanı’na, futbol ulemalarından sıradan vatandaşa kadar herkes şu yorumu yapacaktır, istenmeyen sonuçlarda: “Almadın Arda’yı, verdin maçları hoca...” Yok, tersi olur, 5 isimden yoksun milli takım, 3. maçlar sonunda puanını 5 veya 7’ye yükseltirse de herkes susar, Fatih Terim’in disiplin sürecinin bitmesini bekler kamuoyu. Hatta, “İyi yaptın hoca bu sayede Emre’yi (Mor) kazandık” der..
Sözün özü zarını attı Fatih Hoca. Ya düşeş gelecek, ya da!