Güya derbiydi, güya Türk futbolunun iki büyüğü kapışmıştı, güya milyon dolarlık, milyon Avro’luk yıldızlar sahadaydı..
Haydi oradan! Kandırmayın insanları! Ortalama bir antrenman maçı ayarında bile değildi dünkü F.Bahçe-Beşiktaş randevusu.
Ne doğru dürüst şut izledik, ne adrese teslim pas, ne akıllarda kalan kurtarış.
Şimdi, birileri çıkar, “Mücadele gücü yüksek maçtı, çok koştular, ilerde bastılar ama” falan derse sakın inanmayın. Bu yorumu yapanlar da inanın ki futbolun çirkinliğinden ‘nemalanan’ gruptur.
Peki, derbinin kalitesi niye bu kadar düşüktü?
Öncelikle lider Başakşehir, Antalya’ya takılınca, 1 puan iki taraf için de “iyi puana” dönüşmüş, futbolcular kafada kazanmamaya odaklanmıştı.
Belli ki, hem Advocaat, hem Güneş, ‘önce kontrol’ demiş, 11 tercihleri durdurma üzerine yapılmıştı. Ve 42 faul de maçın olmayan temposunu düşürdü de düşürdü. Beşiktaş’ın isabetsiz 2 şut girişimiyle (Mercelo, Aboubakar), F.Bahçe’nin 9 gol kalkışması (Volkan 3, van Persie 3, Josef 3) ise halı saha seviyesindeydi.
Sözün özü, yalandan itiş kakışın ön plana çıktığı, yalan bir derbiydi. Başladığı gibi bitti!