Medellin Şiir Demek...

05 Ağustos 2011 Cuma

Kolombiya derseniz (resmi adıyla Kolombiya Cumhuriyeti/İsp. Republica de Colombia), 1 milyon kilometrekareyi aşkın yüzölçümüne sahip, 2006 sayımına göre yaklaşık 42 milyonluk bu ülke Güney Amerika’nın kuzeybatısında yer alıyor.

Coğrafi konumunun Vikipedia’da tanımı ise şöyle: Kuzeyinde Karayip Denizi, doğusunda Venezüella ve Brezilya, güneyinde Peru ve Ekvador, batısında ise Büyük Okyanus ve Panama ile çevrilidir...

Güney Amerika’ya ayak basmadan önce, bu muazzam büyüklükteki anakarayı tek bir ülkeymiş gibi düşünme eğilimindeydim...

Hatta orta Amerika’yı, örneğin Küba’yı filan da içererek...

Öyle ya, hepsinde, Brezilya dışında, esas olarak İspanyolca konuşuluyordu...

Meğer gerçek hiç de benim düşündüğüm gibi değilmiş...

Güney Amerika (ve kuşkusuz Orta Amerika) bir okyanus, bir umman...

Her ülkesinin, her biri aynı dili konuşuyor da olsalar, ayrı tarihi, bambaşka özellikleri var...

Bunu Kolombiya’yı birkaç günlük ziyaretimde, hem Kolombiyalılarla, hem de Medellin Şiir Festivali’ne başka Güney ve Orta Amerika ülkelerinden konuk şairlerle sohbetlerimizde kısa sürede anlayacaktım...

Bir tek Kolombiya’yı tanımaya, anlamaya bile, birkaç gün değil ömür yetmez...

***

Medellin Şiir Festivali dedim...

Bunun nasıl bir şey olduğunu anlatmak için şöyle bir örnek vereyim...

Bu yıl 2-9 Temmuz tarihlerinde 21’incisi gerçekleştirilen bu uluslararası şiir festivalinin hem açılış hem kapanış programlarının gerçekleştirildiği Carlos Vieco Açık Hava Tiyatrosu’nda, 3-4 bin kişilik bu muazzam amfiteatr’da, bir ara yanıma gelen İsviçreli şair Raphael Urweider, üç bölümlük ve her biri tıklım tıklım dolu amfiteatr’ın bölümlerinden, sahnede bulunan biz şairlere göre soldakini eliyle işaret ederek Fransızca şöyle diyor: “Bunu anlıyorum...”.

Sonra orta bölümü ve bize göre sağda kalan bölümü ayrı ayrı göstererek “Bunu da... Bunu da...” diye devam ediyor.

Ve sonra eliyle amfitear’ın tümünü işaret ederek şaşkınlığını dile getiriyor:

“Fakat bunu anlayamıyorum...”

İsviçreli şair yerden göğe kadar haklı...

En az üç bin kişinin, ergeninden yaşlısına, kadınlı erkekli, pırıl pırıl, ışıl ışıl bir insan topluluğunun, açılışta beş saat, kapanışta daha da uzun süren bir şiir dinletisini, derin bir sessizlik içinde, sonra sadece alkışlarla değil, kimi kez çığlıklarla, övgü haykırışlarıyla duygularını belirterek izlemeleri kolay kolay inanılacak şey değil...

Büyük kalabalıklar karşısında şiir okumuş ve okumakta olan ben bile, doğrusu böylesini beklemiyordum ve dünyanın herhangi bir başka şiir şöleninde Medellin’deki gibi bir şiir sevgisiyle karşılaşılabileceğini sanmıyorum.

Sadece 2 ve 9 Temmuz günlerindeki açılışta ve kapanışta değil, aradaki günlerin her birinde, çeşitli salonlarda, açık ya da kapalı mekânlarda, inanılması kolay değil ama günde yaklaşık 25 kadar şiir okuma programları da, bu salon ya da mekânları tek bir koltuk ya da sandalye boş kalmaksızın dolduran, sayıları yüzleri aşkın izleyici tarafından ilgiyle izlendi...

Gerçi bu dinletilerin kimileri başkent Bogota’da ve başka kentlerde de gerçekleştirildi.

Fakat eksen hiç kuşkusuz Medellin ve bu kentte odaklanan Şiir Festivali’ydi.

Bunun için “Medellin şiir demek” diyorum ve hem bu olağanüstü şiir şölenine hem Kolombiya’ya ilişkin duygu ve izlenimlerimi tek bir yazıya sığdıramamam...

Önümüzdeki hafta devam etmek üzere... •


[email protected]

www.ataolbehramoglu.com.tr
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kuyu dibinde olmak 22 Mayıs 2024
Kutsal dil olmaz 15 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları