Aydın Engin

Ama yağmur yağıyor… Güz yağmuru…

30 Eylül 2015 Çarşamba

Biliyorum, biliyorum… Ne zamandır varlığı ile yokluğu “fark etmez” hale gelmiş Birleşmiş Milletler’de Ortadoğu’nun yakın geleceğini belirleyebilecek bir toplantı yapıldı.
Biliyorum, Obama ile Putin kürsüden karşılıklı cilveleştiler ama Suriye’de Beşşar Esad’ın en azından bir süre daha işbaşında kalmasında hemen hemen anlaştılar.
Biliyorum, Brüksel’de toplanan KNK (Kürt Ulusal Kongresi) 15. Genel Kurulu’na yolladığı mesajda Karayılan, İçinden geçtiğimiz süreç özgür Kürdistan’ı kurma sürecidir” dedi ve bunu bir iki kez yineledi. Bu vurgu, “PKK bir Kürt ulus-devleti kurma hedefinden vaz mı geçti” sorusunu gündeme getirdi. Okur e-mektuplarından da belli ki bu sözleri sorgulamak, bir yorum yazmak gerek.
Biliyorum, 1 Kasım’da “sandık taşıması” denen her türlü hileye açık uygulamaya AKP elebaşılarının kararlı, en azından niyetli olduğu anlaşılıyor. Buna karşılık HDP’nin sakin konuşması, en sert eleştirileri bağırıp çağırmadan dillendirmesiyle dikkat çeken sözcüsü Ayhan Bilgen, “YSK’den sandıkların taşınması kararı çıkarsa HDP olarak seçimi boykot kararını tartışırız” dedi. Bu, sonuçlarını düşünmek bile istemeyeceğimiz bir karar olur. Bu tehlikeye dikkat çeken bir Tırmık gecikmeden yazılmalı…
Biliyorum, hepsini biliyorum.
Bu gazetede bu konuları atlamamam koşuluyla bana iş verdiklerini biliyorum.
Biliyorum…

***

Ama yağmur yağıyor. Güz yağmuru bu.
Yaz yağmuru gibi gürültülü, gümbürtülü, birden boşanıp toprağın üstünden derecikler olup akıp giden bir yağmur değil, güz yağmuru bu.
İncecikten yağıyor. Sessizce… Sindire sindire…
Karşıda Avşa Adası’nı sis sarmış, görünmüyor. Koyun Adası, Paşalimanı da öyle. Küçücük Ekinlik Adası belli belirsiz.
Okullar açıldı. Son yazlıkçılar da gitti. Marmara Adası kendiyle baş başa artık ve adanın üstüne incecikten bir güz yağmuru iniyor… Güz ile eylül hüznünü buluşturan bir yağmur…
Şiirler çağrıştıran bir yağmur…
Gel de siyaset yaz. Gel de Suriye, Ortadoğu, Kürt siyasal hareketi, 1 Kasım seçimleri, tırmanan şiddet üstüne yaz.
Gel de yazı yaz…

***

Yakın arkadaşım hırsız saksağan dün incecik yağmur altında benimle adeta vedalaştı. Bana “Haydi artık, vakittir. İnine dön. Asfalt ve betonla sıvanmış, egzoz dumanı kokan, trafik uğultusu hiç dinmeyen inine” der gibiydi.
Zaten akşamsefaları, gülhatmiler de “son kez çiçek açar” gibiler. Sanki kışa hazırlanıyorlar…
Dayanamadım, internetten bir Chopin indirdim: Noktrünler
Her daim kederli Polonyalı, piyano tuşlarından hüzün akıtıyor…
Marmara Adası’na incecikten bir güz yağmuru iniyor.
Gel de yazı yaz…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları