Aydın Engin

CHP’de Asıl Kurultay Ne Zaman?

07 Eylül 2014 Pazar

Basılı gazetede yazmanın kaderi bu. En geç saat 16’da yazıyı teslim etmek zorundasın. Oysa CHP üstüne bir Tırmık yazmaya niyetlisin. Ancak dişe dokunur bir yazı için CHP’nin Parti Meclisi’nin kimlerden oluştuğunu, en azından Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi listesini görmek gerek. O liste ise sayımdı, dökümdü derken besbelli ki yazı saatinden sonra belirecek.
Parti Meclisi listesi o kadar önemli mi?
Sanırım evet.
Kılıçdaroğlu’nun Kurultay’daki firaklı, yer yer “CHP’de bir şeyler kımıldayacak mı acep” dedirten konuşmasının kâğıt üstünde kalıp kalmayacağının, sahiden de bir şeylerin kımıldayıp kımıldamayacağının ipuçları PM listesinde gözlenecek.
Ay bıktım şu CHP’den… CHP’den ne köy olur ne kasaba… Abi, CHP’nin bölünmesi lazım. Yoksa muhalefetin ‘ana’ partisi bile olamayacak…” yollu değerlendirmelere, yargılamalara karnım tok.
Ülkemizde AKP iktidarı gitgide azgınlaşarak, pervasızlaşarak, demokrasinin temel kurumlarını tahrip ederek, eğitim sisteminde “dindar nesiller yetiştirmek” hedefine kilitlenmiş bir “toplum mühendisliği”ne hız vererek yol alıyor. Onu dizginlemenin, durdurmanın ve iktidarını sonlandırmanın yolu ise ancak ve ancak (Bir daha: ancak ve ancak) güçlü, kitleleri kucaklayan, seçmen desteğini AKP’nin önüne geçirecek bir muhalefetle mümkün.
Ve ortada öyle bir muhalefet yok!..
HDP elbette bir muhalefet partisi. Ancak Demirtaş’ın estirdiği olumlu rüzgâr olsa olsa yüzde 10’luk seçim barajını aşabilmeyi sağlayacak. Yani AKP’yi dizginleyici, durdurucu ve sonunda iktidardan alaşağı edebilecek bir siyasal güç olmaktan şimdilik uzak.
Peki CHP?
Psikolojik eşik olarak tanımladıkları yüzde 30’u aşsalar seçim zaferi kazanmış olacaklar gibi tuhaf, yürekler acısı bir hedef CHP saflarında sık sık dile getiriliyor ve o hedefi bir türlü aşamıyorlar…
Aşsalar ne olacak?
Hiiiç, muhalefetin “ana” partisi olma konumlarını korumuş olacaklar, o kadar…
Ne başarı ama!..

***

Dün sona eren (ve bu satırlar yazılırken sonucu henüz belli olmayan) Kurultay, CHP’de yeni bir atılımın, yeni bir açılımın kapısını aralayabilecek mi?
Kapısını aralamak” dedim. Altını çizmek istiyorum. Bu kurultay CHP’de hiçbir şeyi değiştirmeyecek; örneğin yarın seçim olsa CHP oylarında bırakınız patlamayı, var olanı korumaya bile yol açmayacak. Olsa olsa üstüne ölü toprağı serpilmişe benzeyen partinin önünü açacak, kitlelerle buluşmasını sağlayacak bir yönelimin kapısını aralayacak.
Genel Başkanlığa yeniden seçilip bir anlamda güvenoyu alan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında vurguladığı etnik ve dinsel farklılıklara saygılı, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nı savunan, katma değeri pek düşük inşaat sektörüne yüklenmekten ibaret bir ekonomi yerine üretken, katma değeri yüksek bir ekonomik modele yönelmek gibi hedeflere bugüne kadarki parti yapısı ve yönetimi, özellikle Parti Meclisi’nin kompozisyonu ile ulaşmak mümkün değil.
Eğer siz bu satırları okurken artık belirlenmiş olan Parti Meclisi, yine parti içi dengeleri korumak adına “parti içi kanat” olarak nitelenmesi mümkün olmayan, ayrı ayrı partilerde yer almaları gereken grupları bir arada tutma hesabı üstüne kurulmuşsa CHP’ye gönül verenleri yeni düş kırıklıkları, yeni öfkeler, yeni umutsuzluklar bekliyor demektir.
Yok eğer sahiden yeni bir CHP’ye gidecek yolun kapısını aralayabilecek uyum ve niyette bir PM listesi ile karşılaşırsak “Belki” demek mümkün olacak.

***

Aralanacak kapı CHP’yi nereye götürür?
Bence iyi hazırlanılmış, parti içinde ve dışında enine boyuna tartışılmış bir Program Kurultayı’na…
6 Ok’u yeniden yorumlayan, 2014 dünyasında anlamsızlaşmış, partiye ayak bağı olanları silip atacak bir program olmadıkça ve partililer bu yeni program çevresinde kilitlenmedikçe CHP’den sahiden de ne köy olur, ne kasaba.
CHP yakın tarihte, 1970’li yıllarda bunu başarmış; “Ecevit hareketi” diye anılan, ancak Ecevit’ten ibaret olmayan, Kamil Kırıkoğlu, Selahattin Hakkı Esatoğlu, Turan Güneş gibi kurmayların yönetiminde yüzde 42’lik bir oy oranı yakalamış; dahası kitlelerde sahici bir umut yaratmış; parti örgütünde alkışlanası bir hareketlilik yaşamıştı.
Demek ki oluyormuş…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları