Barış Doster

Ukrayna-Rusya savaşının propaganda boyutu

05 Mart 2022 Cumartesi

Ukrayna-Rusya savaşı, 10. gününe girdi. Savaş, medyada, özellikle sosyal medyada da sürüyor. Rusya’nın yaptığının savaş mı özel askeri harekât mı olduğuna, saldırı mı meşru müdafaa mı olduğuna, işgal mi müdahale mi olduğuna, Rusya lideri Putin’in aldığı riske, Ukrayna’nın direnişine, savaşın süresine, maliyetine ilişkin tartışmalar, sosyal medyada keskin bir saflaşmanın, kutuplaşmanın olduğunu gösteriyor. Savaşın siyasi, iktisadi, askeri, toplumsal, kültürel, diplomatik, jeopolitik, stratejik boyutları yanında, bir de propaganda boyutu var ki bu da en çok sosyal medyaya yansıyor.  

Başka yansımaları da var savaşın elbette.  

Örneğin ABD’nin, ABD’nin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO’nun, Avrupa Birliği’nin ikiyüzlülüğü ve bu ikiyüzlülüğü savunan bazı bilim insanlarının, uzmanların, yorumcuların, diplomatların pervasızlığı. Rusya’nın Ukrayna’daki varlığına, işgal diyorlar, haklı olarak. Lakin ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, geçmişte Kore’de, Vietnam’da, Küba’da yaptıklarını “hür dünya için verilen insan hakları, demokrasi, özgürlük” mücadelesi olarak alkışlıyorlar. NATO’nun, bir savunma örgütü olduğunu söylüyor, politik ve ideolojik yönünü saklıyorlar. NATO’da kararların oybirliğiyle alındığını belirtiyor, ittifakın ABD liderliğinde, ABD’nin çıkarlarını korumak için, müttefik ülkelerin iç siyasetini, akademisini, bürokrasisini, toplumsal yapısını şekillendirdiğini gizliyorlar.  

Örneğin savunucuları tarafından “uygarlık projesi” olarak nitelenen AB’de yaşananlar, Avrupa’nın ırkçı, faşist yüzünü gösteriyor. Ekonomik, politik, diplomatik yaptırımlarla yetinmeyen Avrupa ülkeleri, sıradan Rus yurttaşlarına karşı adeta cadı avı başlattılar çünkü. İtalya’da bir üniversitenin Dostoyevski dersini iptal edip tepkiler üzerine geri adım atması, Almanya’da Rus orkestra şefinin işine son verilmesi, Cannes Film Festivali’ne Rusya’nın katılmasının yasaklanması, Uluslararası Kedi Federasyonu’nun Rus kedilerine yaptırım kararı alması, Zagreb Filarmoni Orkestrası’nın Rus besteci Çaykovski’nin eserlerini seçkisinden çıkarması bunlar arasında. Liste daha da uzun elbette.  

PUTİN, NEYİ GÖZE ALDI? 

Rusya’nın; Ukrayna işgaliyle, ne için, neye katlanmayı göze aldığı, geçen 10 günde daha da belirginleşti. Belli ki ağır yaptırımları göze alarak, Ukrayna’yı bölmeyi, Karadeniz’e sahildar bir ülke olmaktan çıkarmayı, daimi tarafsızlığını sağlamayı, askersizleştirmeyi, ülkedeki iktidarı değiştirmeyi amaçlıyor. Putin’in, Rusya’nın devlet kapasitesine, Rusların direnme, dayanma gücüne güvendiği, ağır bedel ödemeyi, yorulmayı, yıpranmayı göze aldığı da anlaşılıyor. Askeri açıdan ise her iki tarafın kayıplarının bilançosu, kimin başarılı olup olmadığı, önümüzdeki günlerde daha açık biçimde görülecek. Çünkü savaş koşulları, tarafların propaganda aygıtları ve sosyal medyadaki kutuplaşma, sağlıklı bilgiye ulaşmayı, ölü, yaralı sayılarına ilişkin gerçek bilgileri öğrenmeyi ve teyit etmeyi zorlaştırıyor.  

Savaştan çıkarılacak en büyük ders ise tarihin ve coğrafyanın dış politikadaki etkisi, devleti yönetmenin zorluğu ve iç cephenin sağlamlığının önemi olsa gerek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları