Barış Terkoğlu

Yeni bakana maruzatımdır

10 Temmuz 2023 Pazartesi

Baştan söyleyeyim. Bu yazıyı ben yazmayacağım. Yorum da yapmayacağım. Sadece önümdeki mahkeme evrakını size aktaracağım.

İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davadaki bir dilekçeden söz ediyorum. Davanın tarafları tanıdık. Biri Azerbaycan’ın devlet enerji şirketi SOCAR, öbürü Palmali Holding. Malum, Palmali Holding, Mübariz Mansimov’un şirketi. Sedat Peker videolarında, mallarına çökülme hikâyesini günlerce konuştuğumuz Mansimov’dan söz ediyorum. Bir zamanlar iktidara yakın olan, cumhurbaşkanının aile şirketleriyle iş yapan, Ağarlar’ı Yalıkavak Marina’nın başına getiren Mansimov’un yıldızı bir anda kaydı. 2020 yılında önce FETÖ’den tutuklandı. Üyelikten değil ama yardımdan ceza aldı. Dosyası temyizde. Mansimov ise kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, tutuklanmasının nedeni olarak hep SOCAR ile arasındaki ihtilafı gösterdi.

HÂKİME TALİMAT MI VERİLDİ

İşte farkında olmadan gündemimizi meşgul eden o davada Mansimov’un avukatı 6 Haziran’da, “Siz tarafsız değilsiniz” diyerek hâkimlere “Bırakın” demiş.

Birçok davada, reddi hâkim sıradan bir hadise. Ancak dilekçede anlatılanlar hepimizi ilgilendiriyor. Hatta mayıs seçimlerine dair de detay var.

Aslında davaya daha önce bakan heyetin başkanı hâkim Ramazan Acar imiş. Bir anda görevden alınmış. Gerisini dilekçeden aktarayım:

Önceki mahkeme başkanı Ramazan Acar, bizzat bu dosya için Ankara’ya çağrılmış, Adalet Bakanı Yardımcısı Hasan Yılmaz tarafından tehdit edilmiş; “Bu dosyada her ne pahasına olursa olsun SOCAR lehine karar vereceksiniz” diye talimat verilmiştir. Yine mahkemenizin önceki ve mevcut üye hâkimlerinden olan Raşid Dursun, Sinan Topçuoğlu ve Neslihan Sarıgül’e, İstanbul Adalet Komisyon Başkanı Okan Albayrak tarafından SOCAR lehine karar verilmesi ve her ne olursa olsun 3 Mayıs 2023 tarihindeki duruşmada mutlaka karar verilmesi gerektiği talimatı verilmiştir.

HÂKİMLER TASFİYE EDİLDİ

Peki söz konusu hâkimler, iddia edildiği gibi, istenilen kararı vermiş mi?

Hayır, anlatılana göre istenileni yapmayıp davayı seçim sonrasına ertelemişler. Dilekçede devamı şöyle iddia ediliyor:

“Araya seçimler de girdikten sonra 31 Mayıs 2023 tarihinde bu dosya için İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak (tarafından), bizzat mahkeme başkanı Ramazan Acar ve mahkeme üyeleri makamına çağrılmıştır. Bu çağrıya Ramazan Acar ile Raşid Dursun icabet etmişlerdir. Bu görüşmede ise duruşmanın ertelenmesinin faturasını mahkeme hâkimlerinin ödeyeceği belirtilmiş ve en nihayetinde de bu söylenilen yapılmıştır.”

Peki bedel ödenmiş mi? Yine mahkeme dosyasındaki dilekçeden aktarayım:

“Yeni kabine ile beraber muhtemel adalet bakanının açıklanacağı günün bir gün öncesine denk gelecek şekilde, adeta yangından mal kaçırırcasına 1 Haziran 2023 tarihinde Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz, HSK 1. Dairesi’ne giderek ve bu dosyanın önemini kurul üyelerine anlatarak Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin iyiliği için davanın mutlak bir şekilde SOCAR lehine sonuçlanması gerektiğini, Türkiye devletinin menfaatinin bunu gerektirdiğini ve mahkeme heyetinin ‘arıza çıkartarak’ duruşmayı ertelettiğini söyleyerek eski heyetteki ‘arıza çıkartanları’ görevden alarak onların yerine yeni atamalar yaparak yeni bir heyet oluşturulmuştur.”

6 BUÇUK MİLYON DOLARLIK İŞ

Devamı da var...

Mansimov’un avukatı şöyle söylüyor:

“Aynı gün akşam saatlerinde mahkemeniz dosyasına özel üç kişilik yetki kararı çıkarılmıştır. Öte yandan genel yetki kararnamesinin çıkmasına 15 günlük süre varken talep ve mazeret olmadan nokta atışı ve üç kişiden teşekkül eden ayrık bir yetki kararnamesinin çıkması hukuksuzluğun zirvesidir.”

Sonuçta bir devlet meselesinden söz etmiyoruz. Bir alacak verecek davası. “Olaylar nasıl bu noktaya gelmiş olabilir?” derken dilekçede şu satırlarla karşılaştım:

“Bu tür işleri yapmakla maruf, üst düzey bürokratların çocukları ve yakınlarını da sürekli bünyesinde tutarak güçlenmiş olan bir hukuk bürosu ve onun kurucu ortakları tarafından milyon dolarlara alınan bir iş, sanki bir devlet meselesiymiş veya bir devlet işiymiş gibi gösterilerek Adalet Bakanlığı’nda üst düzey bürokratlar tarafından HSK üyeleri de ikna edilmek suretiyle tersyüz edilmeye çalışılmaktadır.”

Hangi hukuk bürosu bilmiyorum ama dilekçede “Bu davada sadece avukatlık ücreti dava değerinin yüzde onu olan 6 buçuk milyon dolarıdır” ifadeleri dikkatimi çekti.

Belli ki yine para işleriyle memleket işleri birbirine karışmıştı...

HÂKİMDEN EMEKLİLİK KARARI

Dilekçeyi okuyup bitirdikten sonra hâkim atamalarına baktım. Gerçekten de mahkeme heyeti olağandışı bir şekilde görevden alınmış, sürgün sayılabilecek yerlere gönderilmiş, bu mahkemeye özel yeni bir heyet oluşturulmuştu. Yeni heyet de dilekçeden sonra dilekçede bahsedilen kararı vermişti.

Dilekçeyi yazan avukat Murat Sadak’ı aradım. Dilekçede yazanların arkasında olduklarını, somut bilgilerinin olduğunu söyledi.

Mahkemeden gönderilen mahkeme başkanı Ramazan Acar’ı aradım. Dilekçede yazanların doğru olup olmadığını, baskıya uğrayıp uğramadığını, bir anda neden görevden alınıp başka mahkemeye gönderildiğini sordum. Acar, emeklilik dilekçesi vererek emekli olduğunu, konu üzerine konuşmak istemediğini söyledi. Sessizlik de sanki bir şeyler anlatıyordu. Sorularıma cevap verse “Dilekçede sözü edilen konuşmanın ses kaydının olduğu doğru mu” diye soracaktım. Ama olmadı.

Sedat Peker de artık video çekmiyor. Keşke yeni adalet bakanı bu işin peşine düşse de yazanlar doğru mu değil mi öğrensek. Her şeyin bir hayalden ibaret olmasını o kadar çok isterim ki...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları