Beyaz Saray olunca diplomatik yaptırımları şöyle:
“Alınma...”
“Darılma...”
“Kırılma...”
“Burulma...”
“Küs...”

\n

*

\n

Sert (!) yanıtlar veriliyor tabii:
“İncindim hakikaten...”
“Öyle deme ama...”
“İnsan biraz şey yapar...”
“Öyle söylüyorsun ama bir de bak bakalım öyle mi, değil mi?..”
“Aha ben de şuradan şuraya dönüp bakarsam...”

\n

*

\n

“Sayın Başbakanımız aynı zamanda büyük bir diplomattır” dedi ya bakanı...
O zaman bu “Diplomatın” ilk hecesi “Dip...” kısmı bu...
Geçiyoruz ikinci hecesi, bize de mi “lo” kısmına...

\n

*

\n

Yani şimdi sen Mısırlı Rabia’ya ağlarken Amerika ile, İngiltere ile, İtalya ile, Fransa ile... Yani Hıristiyanlarla birlikte Suriye’yi vuracaksın...
Öyle mi?..

\n

*

\n

Ya da...
Mısır’da; kendi orduları müdahale edince “demokrasi elden gitti” diye dört parmağını kaldırıyorsun...
Ama Suriye’ye elin ordularını müdahale etmeye çağırıyorsun...
Bu ne lo?..

\n

*

\n

Pekiii...
İsrail Gazze’yi vururken “van minit” diyerek kızdın da... Şimdi İsrail ile birlikte, aynı cephede Suriye’yi vurmayı nasıl başardın?..

\n

*

\n

Bu millet anlasa da anlamasa da, tüm bunlar senin hırsın...
Egoların...
Cehaletin...
Kinin...
Nefretin ile öldürüyorsun bizi...

\n

*

\n

Bence “Aynı zamanda büyük diplomat” sonuna geldi...
Son hecedir yani:
“...mat.”

\n\n