Celal Üster

İçinden dostluk geçen resimler

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Hıfzı Topuz’un sanat koleksiyonundan 38 yapıt Alif Art müzayedesinde açık artırmaya çıkacak

“Onunla röportaj yapmaya gittim. Röportajdan sonra bana ‘Bir resmimi satın al’ dedi. Ben de “Senin resimlerini alacak para berde nerde’ dedim. ‘Cebinde kaç para var?’ dedi. 40 frank vardı. ‘Ver’ dedi. O paraya bana bir resmini sattı. Sonra bir kafeye gidip o parayla 4 kadeh şarap içtik beraber.”
Yılların gazetecisi, yazar Hıfzı Topuz’un, Fikret Mualla’nın bir resmini Paris’te “satın alışının” öyküsü.
Uzun süre UNESCO’da çalışan Topuz’un resim koleksiyonu, öncelikle yıllarını geçirdiği Paris’te edindiği dostlukların ürünü. 1950’lerin başından başlayarak dostluk kurduğu sanatçılar arasında kimler yok ki!
Avni Arbaş, Abidin Dino, Fikret Mualla, Nejad Devrim, Bedri Rahmi Eyuboğlu yalnızca birkaçı.
Gerçi Topuz kendini bir koleksiyoncu olarak görmediğini söylüyor, ama çoğu zaman sanatçı dostlarından satın aldığı, kimi zaman da onların armağan ettiği resimler, Paris’ten İstanbul’a içinden muhabbet ve sohbetlerin geçtiği anıların az rastlanır bir koleksiyonunu oluşturuyor.

Harabeden çıkan tablo
Fahrelnisa Zeid’in bu koleksiyondaki bir tablosunun da hoş bir öyküsü var. Topuz, 1960’lı yıllarda, yakın dostları, karikatür sanatımızın ustalarından Ferruh Doğan ve Fahrelnisa Hanım gibi Şakir Paşa Ailesi’nden ünlü seramikçi Füreya Koral’la birlikte, Zeid’in Ürdünlü eşi Emir Zeid’in Büyükdere sırtlarındaki köşkünü görmeye gider. Köşk bir harabe halindedir.
Topuz, kapıdan şöyle bir bakınca salonun dibinde duran bir tablo görür. Füreya Hanım’a bunun ne olduğunu sorar; o da, “Fahrelnisa’nın ilk dönemlerinde yaptığı resimlerden biri’ der.
“Ben, ‘Yazık, burada harabenin içinde çürüyüp mahvolacak’ dedim ve içeri girdim. Füreya ise, ‘Ama içeri girme her taraf çöküyor, başına bir şeyler yıkılır’ dedi. Ben dikkatli yürüyerek resmi aldım geldim, Füreya Hanım da ‘Bu resim senin olsun, sana hediyem’ dedi.”
Bedri Rahmi’nin “Edirne” tablosu da, Türkiye komünist hareketinin önde gelen adlarından, geçen yıl yitirdiğimiz Rasih Nuri İleri’nin düğün armağanı Hıfzı Topuz’a.
Koleksiyonda belki de en çok yapıtı bulunan sanatçı, Fikret Mualla. Özellikle ikisi hemen göze çarpıyor. İkisi de, 2005’te İstanbul Modern’de gerçekleştirilen Fikret Mualla Retrospektifi’nde sergilenen yapıtlardan.
1954 tarihli kâğıt üstüne guaş “Yemekte”, özgün çerçevesiyle de dikkat çekiyor.
Fikret Mualla’nın Paris’e yeni gittiği dönemin ürünü 1939 tarihli “Nü” ise, sanatçının hem ustalığını yansıtıyor, hem de pek çok resminden daha büyük boyutlarda (64x49 cm).

Her koleksiyon bir ‘yapıt’
Hıfzı Topuz’un yaklaşık 60 yılda oluşturduğu resim koleksiyonundan 38 yapıt, Alif Art’ın 24 Mayıs’ta The Ritz-Carlton’da düzenleyeceği müzayedede satışa sunulacak.
Daha önce de vurguladığım gibi, belirli bir sanat beğenisinden çok, yaşanmışlıkların, dostlukların izlerini, anılarını taşıyan bir koleksiyon bu. Böyle de olsa, her koleksiyon kendi başına bir “yapıt” sayılmaz mı?
Bu resimler keşke dağılmasaydı, sanatseverlere açık bir mekânda, Hıfzı Topuz’un kaleminden öyküleriyle birlikte sergilenebilseydi diye düşünmeden edemiyor insan.
Ama hayat her zaman, belki de çoğu zaman, insanın gönlünden geçenlerle buluşmuyor.
Hiç kuşkum yok, Hıfzı Topuz da böyle düşünüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları