Ne askeri Ne sivil cunta

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Türkiye insanının demokratik anayasal haklarını kullanarak yaptıkları barışçı gösterileri “darbecilik” ilan etmekten çekinmemiş olanlar, hakiki darbe neymiş gördüler. Ancak Gezi’de “darbeci” yaftası yapıştırdıkları insanların niçin darbelere karşı olduklarını bile idrak ettiklerini zannetmiyorum. Demokrasiyi kullanarak iktidara gelmiş siyasal İslamcı bir iktidarın yine demokrasi gereğince sandıkla gitmeyeceğini defalarca kanıtlamış olmasının çaresizliğini hissetseler bile...
O zaman tekrar edelim. Türkiye’nin medeni ve demokratik zihniyeti daha gelişmiş eğitimli insanlarının, yani “Gezicilerin” darbelerle de, linçle de, kafa kesmeyle de işi hiç olmadı. Ölüme, gazlanmaya, yuhalatılmaya reva görüldüklerinde bile... Bunun sebebi en sert eleştirilerin dile getirildiği bir sistemin askeri darbelere yeğ olduğunu bilmelerindendir. Asker postalı altında değil özgürce yaşamak arzularındandır.

***

Maalesef Türkiye insanının çaresizliği alçaklıklar arasında sıkışıp kalmak. Bir halk devrimini sağlayacak toplumsal taban ortada yokken bu memleketin Meclis’ini bile bombalayarak askeri darbeye kalkışanlar bir tarafta... Darbeyi fırsat belleyip otoriter rejimlerini pekiştirmek için harekete geçenler öte yanda...

***

Darbenin analizini yapacak sağlam bilgileri haiz değiliz. Pek çok soru baki. İnsanda “tiyatro” izlenimi veren “amatörlük” müdür, yoksa tasfiye edileceğini anladığı söylenen Cemaat kliğinin “panikle giriştiği kalkışma” mıdır? Ordu içinde “küçük bir grubun” harekete geçtiği öne sürülürken darbe niçin Emniyet tarafından bastırılmıştır? Niçin daha ilk saatlerde darbeye karşı açıklamalar yapan komutanlar gözaltına alınmakta? TSK içinde topyekûn Atatürkçülere tasfiye ile “siyasal İslamcı ordu” mu kurulmaya çalışılmakta?
“Darbe matematiği” dış bağlantı gerektirirken, ilkbahardan bu yana Türkiye için darbe senaryoları çizen Amerika’daki bazı kesimlerin rolü var mıdır, varsa nedir? Uçaklarının düşürülmesinin hışmı geçmemişken, Rusya lideri Putin’in Erdoğan’ı ilk arayan olması, “kuvvet kullanılarak yönetimin değiştirilmesine karşı çıktığını” iletmesinin Türkiye’nin olası rotası için manası nedir? Yahut Erdoğan’ın Suriye politikalarının zıddı bir konumdaki İran’ın Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in “Türkiye demokrasisinin cesurca savunulması” vurgulu tweet’inin sebebi hikmeti nedir?
Bütün bu soruların yanıtları için çok erken. Bildiğimiz darbeci zihniyetin hep geri teptiği ve son tahlilde memlekete hep zarar verdiği...

***

Maalesef darbeden en fazla çıkar sağlayacak olanlar memleketi bu karanlığa sürükleyenler; demokrasiyi kendi güçlerini, zenginliklerini pekiştirmek ve hırslarını tatmin için araç kılanlar. Ve ilk sonuncunun son yılllarda eski ortaklarını tasfiye üzerinden yürüttükleri “sivil darbenin” pekiştirilmesi olacağı görülüyor. Siyasal İslamcı hükümetin şimdiden sokaklarda kitlesini seferber etmeye çalışması, Alevi mahallelerde provokasyonlar yaratılması, darbeye karşı duran muhalif medyayı susturmaya girişilmesi ve idam cezası ile başkanlık sistemi söylemlerine yönelinmesi işaretler. Türkiye’nin son beş yılda yaşadıklarından zerre bir şey öğrendiklerini zannetmiyorum.

***

Her koşulda Meclis’te askeri darbeye karşı durmuş muhalefete büyük görev düşüyor. Umarız ülkeyi açık sultanlığa taşıyacak bir başkanlık sistemine de aynı kararlılıkla karşı çıkarlar. Zira demokrasi güçlerini toparlamak ve darbeden yeni darbeler çıkartmak için seferber olanları engellemek gerek. “Beceremezler” diyenlerin sesini yazarken bile işitiyorum. Umudumuzu yitirmeden demokrasi mücadelesi vermekten başka çaremiz yok. Zira çözüm ne askeri cuntada ne de sivil cuntada.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları