Çiğdem Toker

Bütçe Notları

11 Aralık 2013 Çarşamba

Sabah büroda, eski bayram günlerine özgü sevinçli bir telaş. Tek, radyoda Suzidil faslı eksik; o denli.
Simit-peynir kasaları, mutfakta hazırlanmış tepsiler, çay ocağında demlik demlik çay. İzmir ekibi kucaklaşmaya gelecek. Balbay; Yağmur ile Deniz’i okula bırakmak üzere evden çıkmış.
Okur ta geceden yollara düşmüş ki, sabah erkenden karşılama için hazır olunsun.
Balbay’ın aracı sokakta görünüyor.
Sadece Türkiye değil; ihtimal dünya ölçeğinde Cumhuriyet okurunun bir benzeri olmadığını bir kez daha kanıtlayan manzaralar yaşanıyor. Özgürlük sevincine hesapsız sevginin güzelliği, Balbay’ın kişiye ve duruma özel nüktelerinin çınlattığı kahkahalar eşlik ediyor.

***

Sırada Meclis var.
Balbay’ın “dışarıdaki” hayata yeniden karıştığı, üstelik “yemin edeceği” bu günün, aynı anda iki özel tarihe rastlaması ise ayrı bir heyecan. Biri talihin cilvesi; İnsan Hakları Günü.
Öteki bütçe... Nicedir Meclis’te ne eski harareti ne de ağırlığı kalan bütçe görüşmeleri, belli ki farklı geçecek.
Ama iki esaslı gerilim konusunu atlamayalım: BDP’nin muhalefet şerhinde yer verdiği “Kürdistan” ifadesi ve gelmeyen Sayıştay raporları...
Meclis’in yolunu tutuyoruz. Tahminler boşa çıkmıyor. Kutlamalar dalga dalga yayılıp Meclis’in enerjisini değiştiriyor.
Genel Kurul Salonu’nda, AKP sıralarında bariz bir suskunluk hüküm sürüyor. MHP ve BDP, -birkaç dakika içinde değişecek- “ihtiyatlı bir iyimserlikle” izliyor önce.
İlk sözü BDP’li Hasip Kaplan alıyor. Balbay’a “geçmiş olsun” sırası uzayınca içerleyip kürsünün arkasındaki basamaklara oturuyor. Yeniden konuşmaya başladığında ise sinirlenip “çakma” diye nitelediği Bütçe Raporu’nu yere fırlatıyor. Foto muhabirleri hayatından memnun...

***

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in konuşması, 100 sayfalık bir kitapçığa bastırılmış.
Baktığınızda; veri, grafik, politikalar açısından zengin bir içerik görüntüsü veriyor.
Ne ki, “hükmen yenik” bir bütçe bu.
O kitapçıkta sıraladığınız kuru rakamların adında, bütün bir yıl boyunca ne olup bitmiş, o rakamlar hangi olaylar, hangi ihaleler, hangi harcamalarla gerçekleşmiş saklıyorsanız gurur duymanız zor.
Bütçe, bir devletin temel egemenlik belgesi. İşin özü de “Nereye ne harcıyorsun?”dan başka bir şey değil.
Devletin harcamalarını Meclis adına Sayıştay denetliyor.
Denetliyor ki, egemenliği adına kullandığın millet, ne nereye harcanmış görsün.
Ama bu mümkün olmuyor. “Yasa değişikliğinin yol açtığı hazırlık gecikmesi” diye bir gerekçeyle raporlar saklanıyor.

***

Şimşek konuşmasında, Türkiye’nin Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’nde “önemli mesafe katettiğini”; bu yıl 177 ülke arasında 53. sıraya yükseldiğini söyledi.
Veriyi metne dahil ederken, Bakan Şimşek’in şu soruyu içinden geçirip geçirmediğini, doğrusu merak ettim:
Sayıştay raporları engellenmese, kamu kuruluşları ile KİT’lere ilişkin raporlar kamuoyu önünde şeffaf bir biçimde tartışılabilseydi, Türkiye’nin Yolsuzluk Endeksi’ndeki yeri aynı mı olurdu?

***

Az sonra, bu soruya yanıt olabilecek değerlendirmeler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geliyor.
Hükümet Oregon’da bir Kızılderili grubuna “su kaynakları” için mali yardımda bulunmuş. Meğerse barajı olan Kızılderili bir grupmuş bu(!)
Bir de Tunus’a yapılan bağıştan söz etti Kılıçdaroğlu. Hükümet, Tunus’a 6 adet TOMA göndermiş. Sonra sordu CHP lideri: “Sayıştay raporlarının neden gönderilmediğini anladınız mı?”
Salonu da güldüren bu trajikomik örneklerin bu kadarla sınırlı olmadığı açık.
Doğrudur; hükümet bunca tartışmaya rağmen Meclis’teki sandalye sayısıyla 2014 bütçesini geçirebilir. Fakat bu kez zor bir “matematik” dersi olacak.
Sağlamasını da zaman gösterecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları