Çiğdem Toker

Hangi 28 Şubat?

01 Mart 2014 Cumartesi

Attilâ İlhan yaşasaydı keşke de “Hangi 28 Şubat”ı yazsaydı bize.
“Bin yıl sürecek”in -bu cümle kurulurken öngörülemeyen- geniş zamanlı anlamını, darbelerin sadece envanterdeki tank ve toplara değil, kirli paranın gücüne yaslanarak da yapılabileceğini, “organize hırsızlık yoluyla darbe”nin Türkiye’ye özgü tarihsel dinamiklerini, “suç geliri” müttefiklerinin bulantı vermekle kalmayıp çocuklarımızın geleceğini de karartan vahşi ittifakını, tarih çakıştırarak rövanş almaya bu kadar meraklı başka bir iktidar olup olmadığını, hukukun iğdiş edilişini, yargı bürokrasisinin hali pür melalini anlatabilseydi keşke...
Evinden milyonlarca dolar çıkan bakan çocukları artık serbest.
“Kapısında yatılası” Rıza Sarraf, “Üç-beş kuruş kaldı” diyen Barış Güler ve Kaan Çağlayan tutukluluklarının 73. gününde tahliye edildi.
Kaçma ve delil karartma şüpheleri kalmamış. Ki, doğrudur.
Metris Cezaevi’nden şirketlerini yönetebilen, ortak değiştiren, FBI kayıtlarına girmiş Rıza Sarraf, Türkiye gibi güvenli bir ülkeden niye kaçsın?
TOKİ ihalelerine giren Barış Güler, babası bakan olduktan sonra hızla büyüyen şirketinin portföyünde onlarca kamu kuruluşu bulunan Kaan Çağlayan, babalarının soyadıyla gasp ettikleri olanakları bırakıp niye kaçsın?
Meclis onlar için günlerce sabahlamış, düzen değiştirmiş; karartacak delil mi kaldı?
Ama İlker Başbuğ’un kaçma şüphesi var.
Başbuğ onun için 784 gündür tutuklu.
Kaçma şüphesi var diye, delilleri karartacaklar diye Mustafa Balbay 1737, Soner Yalçın 682, Nedim Şener ve Ahmet Şık 375’er gün tutuklu kaldı.
Kim dik duruyor, kim eğiliyor...

***

Hukuk fakülteleri acilen müfredat değiştirmeli.
Adalet tanrıçası “gözü bağlı Themis”, sadece yargı binalarının önüne dikilsin diye, artık yapanın ve üretenin para kazandığı iri bir biblodan ibaret.
Vicdan eskilerden bir kadın ismi.
Herkes kendi “Dünya Nimetleri”nin bekçisi.
Kimi ayakkabı kutularının, kimi kamu ihalelerinin, kimi trilyonluk arazinin, kimi jetlerinin... Lojman hakkı sürsün, terfinin önünde engel kalmasın, birkaç milyon artış olsun, makam arabası kapıdan eksilmesin diye kimisi de...
Ama unutmayın; (ola ki AKP seçmeninin, iktidar mensubunun gözü bu yazıya değer) bu ülkenin, büyük zenginlikler yaratan doğal kaynakları yok.
Bu ülkenin bütçesi, sadece ve sadece vergilerimizden oluşuyor.
Bu ülkede, tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk olayı yaşanıyor.
Bu ülkeye artık “sıcak para” gelmeyecek...
Bu milletin vergileri çalındı...
Sakın aklınızdan çıkarmayın; çalınan paralar, her ay sıkıntıyla kuyruğuna girdiğiniz faturaları şişirecek.
Otomobilinizle yanaştığınız pompanın yazdığı rakama küfrederken bugünkü tahliyeleri düşünün.
Elektriği, doğalgazı daha tasarruflu kullanmak zorunda kalacaksınız.
28 Şubat 1997 bir erken doğum günüydü.
Ama 28 Şubat 2014, rüşvet pazarlığı “inşallah”la açılıp “inşallah”la kapanan, seçim şarkısı dahi çalıntı bir siyasi partinin meşruiyet ölümüdür.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları