Çiğdem Toker

‘Kıçı Kırık Sayıştay Denetçisi’

10 Mart 2014 Pazartesi

Kimdir Sayıştay denetçisi? Başında “kamu” sıfatı bulunan aklınıza gelen her türlü kuruluş, sizden-bizden “vergi” diye toplanan paraları doğru harcamış mı diye denetleyen kişi.
Meclis adına görev yapar.
Bunun içindir ki, kömür işletmelerinden elektrik üretimine; limanlardan kamu bankalarına kadar hepsine gidip “Çıkarın hesapları” diyebilir.
Devlet bunun için maaş öder Sayıştay denetçisine:
Kanser olacağını bile bile kot taşlayan, ruhsatsız kömür ocağından kömürleşmiş bedeni çıkarılan, taşocağında dinamit patlatan, yüksek gerilim kablolarını taşıyan, kanalizasyon inşaatında çalışan, konfor içinde uçabilelim diye havalanlarında uçuşa hazırlık işlemi yapan işçilerin; çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerin, aile hekimlerinin ücretinden kesilen; üretim yapan, istihdam sağlayan girişimcilerin beyan ettiği vergiler; yerli yerinde harcanıyor mu kontrol etsin diye...
Budur. Sayıştay denetçisinin varlık sebebi, bunlardan başka bir şey değildir.

***

Hadi özel kalem müdürünün “Yani zihniyeti, tıyneti belli olmayan bir Sayıştay denetçisi” lafı bir kenarda dursun.
TBMM Albümü’ndeki özgeçmişinde “Maliye Müfettişi” yazan parti yöneticisinin, ne zorluklarla yetişip kaç sınavdan geçtiğini gayet iyi bildiği Sayıştay denetçisinden “kıçı kırık” diye söz etmesini nereye koymalı?
Ki, siyasete girmese kendisi de tarif ettiği o kadroyu işgal edecekti ihtimal.
Diyor ki, “Büyük hata yaptık”
Hatadan kasıt?
Yüksek Denetleme Kurulu’nun kapatılıp Sayıştay’a devredilmesi...
AB rüzgârının yelkenleri alabildiğine şişirdiği dönemlerde devretmişlerdi;hata bu.
Hata çünkü; çünkü kapatılmasa denetim raporları onay yetkisi Başbakan’da olacak.
Dünya malı çalınsa, pul edilse Başbakan onaylamadıkça işleme konamayacak, üzeri örtülecek.
“Bizim
bakanımız” “bizim genel müdürümüz” rezil kepaze olmayacak. “Bizim” derken? AKP’nin tabii. Tersinden okumayla “tıyneti ve zihniyeti belli olan kadrolar”...

***

Küçük düşürmek amacıyla edilen her söz, sahibindeki eksiği yansıtır. Kamu arazileri, kamu binaları, medya, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, memleketin bütün yeraltı ve yerüstü varlıklarını kendi mülkü gören bir yönetim anlayışı, tabii ki Sayıştay denetçisine“kıçı kırık” diyecek.
“Kıçı kırık” işini yaptığında çünkü; “görevlendirilen” işadamlarının kamu bankalarından aldığı kredileri denkleştirmek için nasıl didindiğini (!), gerçek sahibine “nakit” ödemek için nasıl denkleştirdiğini, o krediler sebebiyle bankacılık sisteminde oluşan riskleri, Süleyman’ın parası”nı, Zafer’in saati”, Barış’ın üç beş kuruşu”nu, Rıza’nın “yukarıdan itibaren dağıttıklarını” ve bütün bunların toplandığı “yoksulun hakkı”nın, ülkenin geleceğinin çalınışını görecek, belgeleyecek, raporlaştıracak...
“Kıçı kırık”ın önünü bir süre kestiniz belki.
Ama “Babacım talimatınızı bekliyorlar”a rağmen, gerçekten manşet değeri taşıyan haberlerin sonsuza kadar saklanamayacağını göremediniz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları