Çiğdem Toker

Otoyol Satışındaki Tehlike: Tahkim

11 Ocak 2014 Cumartesi

Türkiye’yi ekonomide zor bir yıl bekliyor.
Düşük büyüme ve yüksek enflasyon, iki sorunlu alan.
17 Aralık operasyonu başlamadan önce bile, bu iki sorunlu alandaki gelişmeler, temel göstergelere dair tahmin yapmayı güçleştiriyordu.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, soruşturma boyutundan taşıp hangi eşikte, nasıl sona ereceği meçhul bir rejim krizini tetikledi. Sonuç: Koyu bir belirsizlik tablosu.
Peki bu tabloda net görünen hiçbir alan yok mu?
Var: Hükümet nakde sıkışıyor.
Öncü sinyal, yılın ilk günü otomotiv sektöründe soğuk duş etkisi yaratan ÖTV artışıyla geldi.
İkinci sinyal ise torba kanundan çıktı: Otoyolların satışı...

***

Gelir endişesi büyük...
AKP Çorum Milletvekili Cahit Bağcı’nın imzasını taşıyan kanun teklifindeki telaş, endişenin büyüklüğünü kanıtlıyor.
Düşünün ki iktidar, Meclis’e üç gün önce bir tasarı göndermiş. Görüşülmesine henüz başlanmış. Bir bakıyorsunuz, “Bu kanunu değiştirin” diye teklif geliyor. Üstelik yine iktidar partisi milletvekilince. Üstelik alt komisyona. Fazla ses çıkmasın diye.
Kuşkusuz ki sorunun büyüğü, torba kanunun “torba”lığında... Metnin üstüne “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kanunu” başlığı atıp; internet sansüründen Kamu İhale Kanunu’na, AA’yı Sayıştay denetiminden çıkarmaya kadar kapsamlı tartışmalar gerektiren pek çok yasa değişikliğini Bakanlar Kurulu imzalarıyla (KHK olarak) getirmekte.

***

Teklifin en can alıcı kısmı, otoyolların işletme hakkını imtiyaz olmaktan çıkarması: “İşletme hakkının verilmesi imtiyaz addedilmez” deniliyor.
Satış yetkisi ve yöntem konularında çok geniş yetkiler verdiği anlaşılan ama hayli karmaşık biçimde kaleme alınmış kanun teklifi yasalaşırsa şunlar olacak:
? Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 25 yıl süreli, 1 milyar TL sermayeli ve yedi üyeli bir veya birden fazla şirket kuracak. Yedi üyenin beşi Ulaştırma, ikisini de Maliye Bakanı’nın önerdiği adaylar arasından atanacak.
?Karayolları Genel Müdürlüğü; otoyollar, onlarla birlikte bakım-işletme tesisleri, hizmet tesisleri, mal ve hizmet üretim birimleri üstündeki işletme haklarını bu şirket veya şirketlere devredecek. Gelirleri şirketler toplayacak. Bakım ve onarım giderleri Karayolları’na ait olacak. Yasa teklifi, köprü otoyol gelirlerini Karayolları’nın toplayacağını öngören cümleyi metinden çıkarıyor.
(Bu noktada not: Köprü ve otoyol gelirlerinin 11 aylık gelir toplamı: 725 milyon TL. KGM verilerine göre, 2012 geliri ise 542.3 milyon dolar.)

***

Tasarının görüşüldüğü TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nun üyelerinden biri, uzun yıllar KİGEM’de yöneticilik yapmış, sendikacı kökenli CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin.
Çetin teklife tepkili. Bir kamu hizmetinin “Ben böyle yazıyorum” diyerek imtiyaz olmaktan çıkarılamayacağının altını çizerek şöyle diyor:
“Evinizi kiraya verirken kiracıya evi satma hakkı verir misiniz? Bu teklif aynen öyle. Otoyol devrini böyle bir cümleyle özel hukuka tabi kılmak istiyorlar. Bunu da idari yargıdan kaçmak için yapmışlar ama anayasaya açıkça aykırı.”
Çetin başka bir netameli konuya daha dikkat çekiyor: “Otoyolların işletme hakkı devrini özel hukuka tabi kılmak, bu sözleşmelerde tahkimin kabul edilebileceği anlamına gelir. Bu da al başına derdi demek. Uzanlar’da olduğu gibi yıllarca uğraşmak zorunda kalabilirsiniz.”

***

Geçen yıl bu vakitler, Koç-UEM-Ülker ortaklığının, 25 yıllık işletmesini 5.7 milyar dolara kazandığı köprü ve otoyol özelleştirmesi iptal edilmişti. Başbakan Erdoğan iptal kararını o günlerde “Bu fiyatla verirsek, vatan haini oluruz” diye açıkladı.
Bu iddialı sözlerin ardından bugün bünyesinde, “imtiyaz” ve “tahkim” gibi hukuken iki tartışmalı boyut içeren yeni yasal düzenleme Meclis’te. Diyelim ki, hukuki engel çıkmadan tasarı yasalaştı ve model hayata geçirildi. Ama sorun bitmiyor: Bu ortamda otoyollara kim talip olur, olanlar finansman konusunu nasıl çözer?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları