Çiğdem Toker

Parayı Veren Doğayı Katleder

20 Eylül 2014 Cumartesi

Nerede, ağacının başında nöbet tutan yoksul bir köylü görürseniz, bilin ki orada, altına cumhurbaşkanlarının, başbakanların ve tabii ki bütün bakanların imza attığı bir “acele kamulaştırma” kararı vardır.
Sistemin işleyişi, “parayı veren düdüğü çalar” fıkrasına epeyi benziyor:
Zeytin de sizin bahçe de.
Yahut siz öyle sanıyorsunuz.
Bir gün “vatansever” bir şirket, banka hesabınıza bir para yatırıyor.
Santral kuracak, işini “yukarıdan” bağlamış çoktan.
“Al şu kadar parayı, o ağacın dikili olduğu toprak artık benim” diyor ve gece karanlığında greyderi dayayıp zeytinliği yok ediyor.
“Acele kamulaştırma” işte bu...
Devletin normal kamulaştırma yoluyla asla yapamayacağı kıyımın cüreti, “vatansever” şirketin parasına ihale ediliyor ve o da sokuyor greyderi.
Ne itirazınızın bir önemi kalıyor, ne hayatınızın, ne sağlığınızın, ne ÇED raporunun...
Bunların hepsi, kâğıt üzerinde birer hukuki süse dönüşüyor.
Uğraşın durun; sabrınız, paranız, sağlığınız, azminiz, direnciniz elverirse...

***

Savaş hali veya doğal afet zamanlarında başvurulabilen bu istisnai yol; bütün faydasına iktidarın karar verdiği bir “yatırım ihtiyacı” sloganıyla, ülkenin doğal varlıklarını yok etmeye yeminli bir canavar gibi ilerliyor.
Resmi Gazete kararlarını tarayarak ulaştığım veriye göre, 2004 yılında sayısı yalnızca 2 olan “acele kamulaştırma” kararı, 2013’te 250’ye ulaşmış.
Sihirli kavram “kamu yararı”.
Ülkenin her köşesinde, beşer-onar megavatlık elektrik üretilmesinin; derelerin kurutulması, bin yıllık ağaçların kesilmesinden daha faydalı olduğuna, bazen Maliye, çoğunlukla da EPDK karar veriyor.
Lisansını daha önce almış şirket lehine, “parasını sen ödeyeceksin” diyerek karar veriliyor. (Şirket ile devlet, daha sonra tarifeler üzerinden kendi aralarında mahsuplaşacak.)
Bu karar Bakanlar Kurulu’na gittikten sonra, bir ilkokul öğrencisinin dahi daha özenli çizeceği iki-üç çizgiden ibaret koordinat-harita, âdet yerini bulsun diye “eklenerek” Resmi Gazete’de yayımlanıyor.
Kararı Resmi Gazete’de çıkan şirket, kamu görevlileriyle, tarlasına, ağacına dalacağı köye gidip köylülerle “uzlaşma” toplantıları yapıyor.
Bilirkişilerin tahmini kamulaştırma bedeli saptamasıyla da paralar hak sahiplerinin hesabına yatırılıyor.
Uzlaşmak mı? Hiçbir önemi yok.
Olsa Soma Yırca’daki zeytinliklere gece yarısı greyderle girer miydi şirket?

***

Bütçede kamulaştırma giderleri, birbirine zıt iki konuda fikir verir:
- Altyapı yatırımları,
- Doğanın tahribatı.
Rakamların büyüklüğüne göre de ülkenizde yatırımlar artmış diye sevinebilir yahut doğal güzellikler ve kaynaklar geri gelmeyecek biçimde gitti diye üzülebilirsiniz.
Bu yılın sekiz ayında, göl, baraj ve yol için yapılan kamulaştırmalara ödenen para 1.8 milyar lira. Bu tutarlar, bütçede kaydedilen DSİ, Karayolları gibi devlet kurumlarının ödediği kamulaştırma giderini ifade ediyor.
Ama asıl büyük tahribat, bütçede görünmeyen, muhtemelen de hiçbir zaman göremeyeceğimiz “acele kamulaştırma”larda saklı.
Parayı verenin düdüğü çaldığı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları