Çiğdem Toker

Türk Bayrağından ‘Duygusal’ Kaçış

06 Aralık 2014 Cumartesi

Geride bıraktığımız haftanın iki gündem başlığı, meraklısına eşsiz bir fırsat sunuyor:
Güzel ülkemizde, milliyetçiliğin algısı ile gerçekliği arasındaki uçurumu görmek isteyenlere çok yararlı olabilecek, bu iki gelişmeden biri “bedelli askerlik”ti.
Son tahlilde, seçim yılı olan 2015 bütçesine kaynak yaratmak ve bankacılık sektörünü canlandırmak hedefiyle atılan bu siyasi adımın, milliyetçi ve yurtsever Türk gençleri arasında yol açtığı coşku, başka bir yazının konusu olabilir...
O yüzden biz şimdi ikinci başlık olan, “Türk bayrağı ile takılı olduğu direkler” konusuna geçelim.

***

Belki dikkat ettiniz, belki de etmediniz.
Nadiren rastlanan Türk bayrağını indirme girişimi, yaygın bir toplumsal infiale yol açıp can kayıplarıyla sonuçlanacak çatışma ortamı yara-tırken, Türk tersanelerinde yapılıp Türk karasularına indirilen bir geminin direğine yabancı ülke bayrağı takılmasına engin bir hoşgörü gösterilir.
Karadaki bir direğe takılı bayrağı indirmenin ölümle cezalandırılması olağan karşılanır, bunu yapmayan askerler eleştirilirken ticaret gemisin-deki direğe farklı ülkenin bayrağını takmak aynı devletin yasaları tarafından neredeyse teşvik edilir.
Hal böyle olduğundan, vatansever Türk armatörleri de doğal olarak bu teşviki sonuna kadar kullanır.

***

Tıpkı cari açığımızı indiren Rıza Sarraf’ın, yazın Gökova koyunda görüntülenen yatı gibi, Bilal Erdoğan’ın dün İstanbul’da denize indirilen nehir gemisinin de Malta bayrağı taşıması, işte bu nedenle rastlantı değildi.
Malta’nın, yıllardır OECD’nin “vergi cenneti ülkeler” listesinden çıkmamasıyla, denizcilik sektörünün bu ülkeye gösterdiği büyük teveccüh, aynı “duygusal” sebebe; yani saya saya bitirilemeyecek vergi avantajlarına dayanıyor.
Malta bayrağı aşkının duygusal nedenlerini araştırırken Maliye Bakanlığı Gelirler Başkontrolörü Meftun Canbek’in makalesine rastladım.
Canbek’in, taşımacılık sektörü vergisi alanında uzmanlaşmış bir bürokrat-akademisyen kimliğiyle, armatörlerin Türk bayrağından neden kaçtığına dair araştırmasındaki verileri paylaşmak isterim.

***

Bilal Erdoğan, Rıza Sarraf ve dahi ticaret gemisi sahibi nice armatörün Malta başta olmak üzere farklı ülke bayrağı çekerek sağladıkları vergisel avantajlar, bu makalede 18 maddede analiz edilmiş:
Kabotajda yük taşıma, uluslararası yük taşıma, akaryakıtta ÖTV, akaryakıtta KDV, yağda ÖTV, yağda KDV, kumanya teslimleri, tescilde ÖTV, tescilde KDV istisnası, teslimde KDV istisnası, liman hizmetleri, deniz araçları tamir bakımında KDV istisnası, ana ve yedek parça yurtiçi teslimi, donatım ve işletim eşyası teslimi, donatım ve işletim eşyası ithali, tescilde harç, ortaklara kâr dağıtım, stopaj vergileri, ortakların kâr dağıtım sonucu elde ettikleri kâr payları.

***

Türkiye’nin üyesi olduğu OECD’nin “vergi cenneti” ülkeler listesindeki yerini koruyan Malta ve diğer vergi cenneti ülkelerin bayrağını taşıyan Türk gemilerinin hızla arttığı bir vaka.
Bu, yukarıda aktardığım vergi avantajları nedeniyle geminin ticaret kapasitesine göre her yıl milyonlarca dolarlık kaynağın vergi cennetlerine aktığı anlamına geliyor. Dışarıya giden kaynakların kara para aklamada kullanılıp kullanılmadığı meçhul. Dahası, birkaç yıl öncesine kadar MASAK’ın internet sitesinde herkesin görebileceği biçimde ilan edilen “vergi cennetleri” listesi artık sitede yer almıyor.
“Gündemimizde kesinlikle yok” dedikten birkaç hafta sonra bütçeye 12 milyar TL kaynak sağlayacak diye, “bedelli askerlik”i çıkaran Bakanlar Kurulu, egemenlik göstergesi olan Türk bayrağından kaçışı tek bir kararla durdurabilir, ama milyonlarca dolarlık kaynak kaybına rağmen yapmıyor.
Acaba neden?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları