29 Mart?..

29 Aralık 2008 Pazartesi

29 Martta yapılacak yerel seçimlerde dikkatler her şeyden önce partilerin oy oranları üzerinde yoğunlaşacaktır.

Ülkemizde laik ve demok-ratik merkez sağı tasfiye ederek iktidarı ele geçiren dinci siyasetin tarikat ve cemaatlerle örgütlenen tabanı karşısında, bir seçenek oluşabilecek midir?

Bu sorunun yalnız Türkiyede değil, İslam coğrafyasında da demokratik rejimlerin olabilirliğini ve geleceğini saptamak bakımından önemli olduğu söylenebilir.

*

Sorun bu kadar derin ve açık olduğuna göre laik Cumhuriyete sahip çıkmak isteyen kitlelerin hem katılım oranı, hem oylarını kullanma yöntemi bakımından büyük sorumluluk altında bulundukları açıktır.

Şimdiye dek sosyal demokrasiyi ya da demokratik solu temsil eden partilerin ve yöneticilerin yeterince sorumluluk bilincini taşımadıkları, yaşanan olaylarla kanıtlanmıştır.

Bilindiği gibi soldaki partilerin parçalanmaları, birbirlerine düşmeleri, tabanı da şaşırtmış, laik kesimdeki seçmenin sandıkta bölünmesiyle en önemli kentlerde belediye başkanlıkları elden çıkmış, dincilerin eline geçmiştir.

Bu kez durum nedir?

*

Başkentte bir ortak sağduyudan hareketle Murat Karayalçının tek aday olarak ortaya çıkması olumludur.

Gönül isterdi ki bu ortak sağduyu tüm illerde yaygınlaşsın...

Ancak özellikle Eskişehirde görüldüğü gibi, ortak sağduyu her ilde işlemiyor; kentin çağdaş önderi ve mimarı Yılmaz Büyükerşenin bu konudaki açıklaması ilginçtir.

Adayların saptanmasında ve ortak sağduyunun oluşmasında ana muhalefetin lideri Deniz Baykalın işlevi çok büyük olacaktır.

Bunca yaşantı, deneyim ve görgüden sonra CHP Genel Başkanının omuzlarına düşeni algılamasını doğal sayıyor ve bekliyoruz.

Ancak gerçeklerin içinde yuvalanan bir gerçek de siyasal parti gerçeğidir.

Kimi zaman particiliğin gerçeğiyle ülkenin gerçeği birbirini tutmuyor.

*

Böyle dönemlerde halka sağduyusunun ve tarihsel sezgilerinin doğruyu bulmakta öne çıkması gerekiyor.

Belediye seçimlerinde, adı sanı partilerin de ötesinde bir düzeye tırmanarak yıldızlaşmış başkan adaylarında birleşip sandıkta buluşmak aydınlanmış seçmenin pusulasını oluşturmalıdır.

*

Bu kapsamda ana muhalefet partisinin tarihsel işlevi, CHPnin geçmişine yakışır bir stratejiyi vurgulamalıdır.

29 Mart seçimleri, yerelliğin ötesinde bir anlam taşıyorsa, ana muhalefet partisini içten veya dıştan saran her tür tartışmayı rafa kaldıracak bir mantığa gerek olduğu aşikârdır.

Sayın Baykalın bu gerçeğe dayanan birleştirici ve bütünleştirici bir tutumu benimsemesi, başında bulunduğu partiye de yurttaş düzeyinde büyük destek sağlayacaktır.

Yazımızı, 29 Mart seçimlerinin, yerellikten çok ötede, ülkenin yazgısını da etkileyecek bir anlamı olduğunu bir kez daha vurgulayarak noktalayalım.

Cumhuriyet



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son Kale Cumhuriyet 24 Ocak 2024
Sonsuza dek 10 Kasım 2023

Günün Köşe Yazıları