Anayasa Mahkemesi?

28 Ekim 2008 Salı

Türkiyemiz yavaş veya hızlı sayılabilecek bir değişimle yazgısını belirleyecek ‘nihaî’ aşamaya doğru sürüklenmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin son kararları, bu sürüklenişte, aydınlatıcı ve belirleyici tartışmalar oluşturmuştur.

*

Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi ‘türban’ diye vurgulanan tesettür biçiminin dinsel bir içeriği bulunduğunu ve kamu kurumlarında kullanılmasının laikliğe ve demokrasiye aykırı düşeceğini belirlemiştir.

Bu konuda AİHM de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) bizim Anayasa Mahkememiz gibi düşündüğünü çeşitli kararlarında vurgulamıştır.

Yine Anayasa Mahkemesi AKP’nin “laikliğe aykırı eylemlerin odak noktası” olduğunu karar altına almış, adı geçen iktidar partisini kapatmamış, ancak uyarmıştır.

Türkiye’de bütün siyasal partilerin anayasa kurallarına göre siyaset yapmaları hukuk devleti gereği zorunludur; bu konuda denetimi yapacak yetkili kurul Anayasa Mahkemesi’dir.

*

Ne var ki Anayasa Mahkemesi’nin kararları, son on yılda çarpıcı biçimde ikiye ayrılmış Türkiye’de büyük bir siyasal tartışmaya yol açmıştır.

İktidarda bulunan ve Büyük Millet Meclisi’nde anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu elinde bulunduran AKP ve yandaşlarının ileri sürdükleri görüş nedir?

Özetle şöyle:

Anayasa Mahkemesi Meclis’in yaptığı anayasa değişikliklerini ‘esas’tan inceleyemez, ancak ‘şekil’den denetleyerek usul açısından kontrol edebilir; yüksek mahkeme son kararlarıyla yetkisini aşmaktadır.

AKP iktidarı ve yandaşları yüksek ve saldırgan bir tonla şu tezi savunuyorlar:

“Meclis’in üstünde hiçbir kurum ve güç yoktur; demokrasi ancak Meclis’teki çoğunluğun iradesine tabi olmakla gerçekleşebilir.”

Anayasa Mahkemesi’ni kaldırmayı ileri sürenler de seslerini son günlerde daha çok yükseltmektedirler.

*

Soru: Meclis’teki çoğunluğunu “milli irade” sayan ve Anayasa Mahkemesi’nin yapılan anayasa

değişikliklerini inceleyemeyeceğini ileri süren siyasal iktidar, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini içeren ilk dört maddesini değiştirirse ne olacaktır?

İktidar çoğunluğu ‘milli irade’ sayıldığında, Anayasa Mahkemesi yetkisiz kılındığında, Meclis’teki yeterli AKP çoğunluğu laiklik ilkesini kaldırdığı zaman bu karar demokrasinin gereği olarak mı değerlendirilecektir?

*

Yaşanan olayın püf noktası budur.

Anayasayı değiştirmek üzere hazırlanan siyasal iktidar çoğunluğu, tek başına milli iradeyi temsil ettiğini ileri sürmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin varlığı ve kararları bu süreçte Türkiye’de demokrasinin yaşamsal güvencesine dönüşmüştür.

Durum böyleyken bilir bilmez Anayasa Mahkemesi’ne saldıranların külahlarını önlerine koyup düşünmelerinde sayısız yararlar bulunduğu kanısındayız.

Cumhuriyet



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son Kale Cumhuriyet 24 Ocak 2024
Sonsuza dek 10 Kasım 2023

Günün Köşe Yazıları