Bayram Düşünceleri..

08 Aralık 2008 Pazartesi

Bugün Kurban Bayramının birinci günü...

Okurlarımızın bayramlarını kutlarken bu konuda zaman geçtikçe kaçınılmaz biçimde gündeme giren tartışmalara ilişkin birkaç laf etmek de istiyoruz.

Nüfusun seyrek olduğu eski çağlarda, kurban kesilmesi, daha kolay ve doğaldı; hayvanın kanı çöl kumlarına ya da bahçe toprağına süzülüyordu; bugün betonarme gökdelenlerin ve apartmanların yoğun yaşamına şartlanmış ve sıkışmış milyonlar için aynı şey söylenemez.

Zamanla bu iş daha uygar ve düzenli koşullara bağlanacak, töre kurallarıyla hayatın değişen gerçekleri arasında uyum bulunacaktır.

Bu, yalnız kurban kesimine özgü bir yaklaşım değildir.

*

Aynı gözlemi kadınların tesettürü konusunda da izlemek kolaydır. İslamcı siyasetin yükselmesiyle çarşaf, başörtüsü, vb. toplumda yaygınlaşsa da tartışmalar büyümektedir.

Demokrasi insan haklarına dayanır, insan haklarının içeriği kadın-erkek eşitliğiyle özdeştir; bugünkü tartışmalar yarın doğal mecrasına girecek, tesettürü öngören siyaset dışlanacaktır.

Toplum şimdi tesettür üzerine politikanın tartışmalarını yaşıyor. CHPde bile bu sarsıntının depreme dönüştüğünü görüyoruz.

*

Dincilik şaibesini taşıyan iktidar partisi var gücüyle önümüzdeki yerel seçimlerde oylarını arttırmak için çabalıyor; bu yolda dünyayı kuşatan ve ülkemizi de saran ekonomik krizi görmezlikten gelmek, alınması gereken önlemleri ertelemek siyasetini benimsemekten kaçınmıyor.

Yoksul halk kitlelerini sadaka stratejisi denilen yöntemlerle elinde tutmak için ne gerekirse yapıyor.

Ancak iktidar partisinin, daha açık deyişle hükümetin dikkate almadığı bir gerçek var.

*

Dinci siyaset, ılımlı İslam, sadaka stratejisi, iç politikada etkisi büyük dış güçlere sığınmak, ekonomik krizin Türkiyeye teğet geçtiğini söyleyerek radikal ekonomik önlemleri üç buçuk ay sonra yapılacak seçime dek askıda tutmak gibi ilk bakışta geçerli görünen bir yaklaşım sandıkta sonuç verse ve iktidar partisinin oyları yükselse de, Türkiyenin istikrara kavuşması, toplumun durulması, yurttaşların sakinleşmesi olanağı yok gibidir.

29 Mart yerel seçimlerinde AKPnin oylarının yükselmesi, ülkede geçerli istikrarsızlık ve güvensizliği daha çok körükleyecektir.

Nitekim iktidar partisinin oyları geçen seçimde yüzde 47ye yükselince sonuç böyle olmuş, bunalım yoğunlaşmış, tedirginlik artmış, soru işaretleri daha da büyümüştür.

29 Mart seçimlerinde AKPnin oyları daha da yükselirse, bu tırmanışı halkın memnuniyetine, laik Cumhuriyetin hayrına ve demokrasinin gelişmesine bağlamak çok güçtür.

Ülkede dengeler büsbütün bozulacağı için gidişat daha da kötüye yönelecektir.

*

Çare nedir?

Ülkemizde devlet düzeni laik Cumhuriyet esasına bağlıdır, demokratik hukuk temelinde partiler arası diyalog kurulmalı, temel ilkeler konusunda ortaklık sağlanmalıdır.

Bu görev de Meclis çoğunluğunu elinde tutan partiye düşer.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son Kale Cumhuriyet 24 Ocak 2024
Sonsuza dek 10 Kasım 2023

Günün Köşe Yazıları