Seçimler ve iktidarın devri konusu

11 Mayıs 2023 Perşembe

Türk siyasal tarihinin en önemli iki seçimi 14 Mayıs 1950 ve ondan 73 yıl sonraki 14 Mayıs 2023 seçimleridir.

14 Mayıs 1950 Türk demokrasisinin dönüm noktasıdır. Türk demokrasisi için bir milattır.

14 Mayıs 2023 Pazar günü de ikinci kez Türk demokrasisinin değişim tarihi olacaktır.

Evrensel demokrasi kurallarına, adalet ve hukuk ilkelerine dayalı, dürüst, adil, gizli oy açık sayım esasına göre ve yargıç denetiminde yapılan 14 Mayıs 1950 seçimleri çok partili sisteme geçişimizin başlangıç tarihiydi.

14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerde demokratik bir devrim gerçekleşti: Seçime katılım yüzde 89.3 gibi çok yüksek oranda olmuştu.

Henüz 5 yıl önce kurulmuş DP, seçimlerde yüzde 53.3, CHP ise yüzde 33.9 oy oranını yakaladı. Seçim yasası çoğunluk sistemini kabul ettiği için oyların yüzde 53.3’ünü alan DP, Meclis’te sandalyelerin yüzde 80’ini elde etti.

‘YETER! SÖZ MİLLETİNDİR!’

Muhalefet partisi DP, 1950 seçimlerine “Yeter! Söz milletindir!” afişi ile girmiş, temel olarak “Partili cumhurbaşkanına hayır” ve “Tek parti rejimine hayır” sloganlarını kullanmıştı.

BİR DÖNEM KAPANDI

Bir Ortadoğu ülkesinde yapılan bu dürüst seçimden sonra iktidar barış içinde seçimi kazanan DP’ye devredildi. Dünyaca ünlü siyaset bilimciler bu seçimlerle ilgili önemli yorumlar yaptı.

Ortadoğu uzmanı, tarihçi Prof. Dr. Bernard Lewis ünlü yapıtı, Modern Türkiye’nin Doğuşu adını taşıyan kitabında şöyle bir yargıya varıyordu: “Atatürk sonrası Türkiye’nin demokratik gelişiminde belki en önemli tek olgu, 1950 Mayıs’ında muhalefetin iktidara karşı ezici bir zaferiyle sonuçlanan, gerçekten serbest ve dürüst bir seçim yapılmasıdır.” 

BİR ONUR ANITI

Cumhurbaşkanı İnönü, seçimden hemen sonra ABD’de okuyan oğlu Erdal İnönü’ye yazdığı mektupta şöyle diyordu:

“Bu seçim, memlekete yeni bir hayat tarzı kurmak için inandığımız girişimde ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için şeref olmuştur.”

14 Mayıs 1950 seçimleri aslında “demokrasinin zaferi”ydi. DP seçimi kazanmıştı. Ancak iktidarın devri nasıl olacaktı? O sırada dış ve iç tüm gözlemciler dikkatlerini bu noktaya yöneltmişlerdi.

BARIŞ İÇİNDE DEVİR TESLİM

Az gelişmiş ülkelerde seçimlerin adil ve dürüst olarak yapılması ne kadar önemliyse, siyasal iktidarın devri de o derece önemlidir, hatta daha da önemlidir. 

Bu durum ülkemizde 1950’de ciddi bir konuydu. Çünkü 27 yıldır siyasal iktidarı kullanan ve devrimleri yapan bir parti iktidardaydı. Acaba devrimleri yapan, bu nedenle toplumda kendisine karşı olan kitlelerin varlığı bilinen bir ortamda, seçimleri kazanan partiye iktidar devredilecek miydi? Kuşkusuz bütün dünyanın gözü bu nokta üzerindeydi.

Seçimler sonrası siyasal iktidar barış içinde DP’ye devredildi. Hatta, Genelkurmay başkanı ile kimi yüksek rütbeli subayların Cumhurbaşkanı İnönü’ye bir emirleri olup olmadığını içeren başvuruları da nazikçe geri çevrilmişti. Kendisine diktatör denilen İnönü barış içinde iktidarı devrediyordu. Cumhuriyeti kurmuş olan kadro 27 yıllık iktidardan sonra siyasal gücü barış içinde DP’ye devrediyordu. 

DEMOKRASİNİN ZAFERİ

Seçimlerden sonra başbakan olan Menderes, 24 Mayıs 1950’de TBMM’de okuduğu hükümet programında bu konu üzerinde duruyor ve 14 Mayıs’ı “demokrasi zaferi” olarak alkışlıyordu. Meclis tutanaklarında şu tarihi sözler yer alıyordu:

“Milli iradenin ilk kez tam ve serbest olarak belirmesi nedeniyle 14 Mayıs yeni bir dönem açan, çok önemli bir tarihi gündür. Bu tarihi gün sadece partimizin değil, Türk demokrasisinin de zaferi olarak kutlanacaktır.”

Prof. Dr. Dankwart A. Rustow bu nedenle İnönü için “Dünyada elindeki ancak bir diktatörde bulunabilecek gücü, demokrasiyi gerçekleştirmek için feda eden tek devlet adamı olmanın eşsiz onuruna sahiptir” demiştir.

KADER SEÇİMİ

Türk halkı 1950’den 73 yıl sonra 14 Mayıs 2023’te yine önemli bir seçime gidiyor. Bu seçim kuşkusuz Türk halkının kader seçimidir. Türk demokrasisi 73 yıl sonra tekrar bir dönüm noktasına gelmiştir.

Türk halkının önündeki tercih çok açıktır. Bu seçimde, evrensel demokrasi ilkelerini ve kuvvetler ayrılığı kuralını altüst eden “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” oylanacaktır. Bu ucube sistem devam mı edecek yoksa tekrar “parlamenter sistem”e mi dönülecek? Türk demokrasisini dünya demokrasi liginde çok gerilere götüren “tek adam” sistemi devam mı edecek yoksa “evrensel demokrasi”ye mi dönülecek?

Halk, 1950 seçiminde olduğu gibi “Yeter! Söz milletindir” diyecek midir? Halk 1950 seçiminde olduğu gibi “Partili Cumhurbaşkanına hayır!”, “Şahsım devletine hayır!”, “Tek parti rejimine hayır!” diyecek midir?

AKP iktidarının, Millet İttifakı seçimi kazansa bile siyasal iktidarı devretmeyeceğine dair iddialar var. Bu konu son günlerde açıkça tartışılıyor. Çok partili sisteme geçildikten 73 yıl sonra böylesi bir konunun tartışılması çok ayıptır ve 1950’den 73 yıl sonra, böyle büyük bir hata yapılabileceğine inanmıyoruz. 

AKP’nin ve Erdoğan’ın böyle bir tarihi kara lekeyi sonsuza dek boyunlarında taşıyacak bir yola gireceklerine inanmıyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son Kale Cumhuriyet 24 Ocak 2024
Sonsuza dek 10 Kasım 2023

Günün Köşe Yazıları