Cüneyt Arcayürek

O Günleri de Göreceğiz...

30 Ekim 2014 Perşembe

Atatürk’ün laik Cumhuriyeti miras bıraktıgı yerden son 12 yılı tıpkı darbeler gibi, çağdaşlık yolunda yitirilmiş yıllar olarak yorumlayıp yolumuza devam edeceğiz.
Nereye doğru mu?
Dünkü Cumhuriyet’in birinci sayfasında ünlü imzaların yazı başlıkları hedefi özetliyor:
“Demokrasiyle taçlanmış... Herkesin kanun önünde eşit olduğu… İnsan hakları bilgisiyle yönetilen… Yüzünü modern dünyaya dönmüş… Demokrasi kültürünün hâkim olduğu… Irkçılığın olmadığı... Eşitlikçi, halkçı, emeğin sömürülmediği… Sanatın, sanatçının engellenmediği…” bir Türkiye’ye doğru...

***

Basit tanımıyla ilk hedef, sahte demokratların iktidar olmadığı bir cumhuriyet!
Demokrasiyi kendi kişisel ikbali için kullanmayanların yönettiği bir cumhuriyet!
Yasalardan, sorumluluktan kurtulmak için sorumsuz bir göreve kapağı atan, adı kanun kaçağı olarak tarihe yazılması olası siyaset adamlarından kurtulduğumuz bir cumhuriyet!

***

Örnek mi? İşte.
Kılıçdaroğlu’nun “giden kirlenir” dediği; Atatürk’ün halka eğlenecek alan olarak vasiyet ettiği, bataklığı kurutarak yarattığı...
...91 yıldır Atatürk Orman Çiftliği olarak bilinen, neredeyse sınırsız arazide...
...halka yıllarca Başbakanlık binası diye gerçeği saklayarak, yalanla uyutarak sultanlara özenti bir hevesle inşa ettirdiği.. ve de üstelik yapımını yargının durdurduğu, kaçak olan, adını da Ak Saray koyduğu, trilyonlara mal olan görkemli meskene yerleşti.
Mahkemenin yapımını durdurma kararına; “hangi karar alınırsa alınsın orada oturacağını” söyleyen, kim ki mahkeme kararına uyulmadığını söylüyorsa “gelsin yıksın” diyen... .
..kanun devletinde yasalara kabadayılık taslayıp meydan okuyan kişi... Şimdi devletin tepesine yerleşti ve orada...
...yıkmaya, çürütmeye çalıştığı Atatürk Türkiyesi’nin yıldönümünde inanılmaz bir vurdumduymazlıkla kutlama resepsiyonu vermeye hazırlandı, ama pek de inandırıcı olmayan bir gerekçeyle birkaç gün bekledikten sonra resepsiyonu dün birden iptal ediverdi...

***

Tabii RTE’nin talimatıyla işadamlarından toplanan haraçla oluşturulan havuzdan nemalanan yalaka gazeteler dışındaki gazeteler, Cumhuriyetin 91. yılını kurucusu Atatürk’le birlikte sayfalar dolusu yayınlarla kutladılar.
Örneğin Cumhuriyet’in, cumhuriyetin erdemini her açıdan açıklayan sayfalarının yanı sıra Hürriyet; Atatürk Cumhuriyetinin yetiştirdiği ünlü kadınlarımıza sayfalar ayırdı.
Gazete “91 yıl 91 kadın” adını verdiği ekte, Cumhuriyet kadınlarına son iki örnek olarak Emine Erdoğan’la Hayrünnisa Gül’e geniş yer ayırdı.
Değerli bir yazarımızın kaleminden çıkan yazıdaki ifadelerin tersine; bu iki hanım, Atatürk’ün yaratmak istediği cumhuriyet kadınını temsil etmiyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük devrimlerinden biri kadına seçme-seçilme hakkını tanımak. Lakin bu devrimin sosyal yaşantıdaki uzantısı kadını toplum içinde erkekle eşit düzeye getirmek, başını, kılık kıyafetinde de kadını “açmaktı”.
Oysa AKP ne yaptı? Demokratik eşitlik gerekçesiyle kadınlara kapanmanın yolunu açtı ve...
...bu iki hanım, kocaları iktidar olur olmaz türbanlı başları, topuklarına kadar giysileriyle kadının İslamiyetteki ikinci sınıf insan tanımını devletin başköşelerine, Başbakanlık Konutu’na, Köşk’e taşıdılar.
Bu gerçeklerin kanıtları hemen her gün TV’lerden izlenirken; bu iki hanımın “Cumhuriyeti başörtülü kadınlara açtığını” öne süren gerekçeyle; üstelik din simgesi türbanı başlarında taşıdıkları halde laik, çağdaş Cumhuriyeti temsil ettiklerini kabul edebilir misiniz?
Bugün belki ama yarın?
Er veya geç, RTE iktidardan düştüğü ya da Hakk’a yürüdüğü, onunla birlikte korku imparatorluğunun sona erdiği zaman...
...kafalarda türban, baştan sona kapalı giysili kadınları devletin tepesinde, örneğin Emine ve Hayrünisa hanımları nihayet ara ki bulasın!
O günleri göreceğiz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları