Kabahat Bizde

08 Aralık 2008 Pazartesi

Açıldı, açılacak derken paket çoktan açılmış ama dikkatsizlikten bizim haberimiz olmamış. Başbakan söyledi televizyonda.

Fakat anladığım kadarıyla asıl paket yolda! Görüşmeler bitsin, IMF ile anlaşmaya varılsın, işte o zaman hem paketi hem de günümüzü göreceğiz. O eski film yeniden dönmeye başlayacak. Ekonomik büyüme 0lanacak, enflasyon yüzde 15i zorlayacak, kamu yatırımları duracak, sosyal güvenlik kalkanı delik deşik olacak, kamu çalışanları maaş ve ücret zammı yerine hava alacaklar.

Reel sektörün üretimi zaten yüzde 8 gerilemiş, ihracat düşmüş, İstanbulda, Kocaelide, Bursada, Denizlide, Kayseride, Adanada, Gaziantepte sanayici kan ağlıyor, esnaf birbiri ardınca kepenk indiriyor, işsizlik yaygınlaşıyor, iç pazar küçülüyor.

Bu, küresel krizin ülkemizden teğet geçme hali!

***

Evet, hele bir anlaşmaya varılsın, hele bir 25 milyar dolar borç koparalım, IMF komiserleri gelip Türkiyede konuşlanacaklar, ekonomimizi denetim altında tutacaklar, kopardığımız parayı bizim beceriksizler yine çarçur etmesinler diye. Ama olan yine size bize, sıkılan ümüklerimize olacak.

IMFnin aklına Türkiyeyi ekonomik felaketin eşiğine getiren, ülkeyi topu topuna 6 yılda tüm Cumhuriyet tarihinde borçlandığından daha borçlu duruma getiren o beceriksizlerin, o Erdoğanların, o Ekrenlerin, o Şimşeklerin, o Unakıtanların, o Tüzmenlerin, o Çağlayanların ümüklerine yapışmak gelmeyecek. Onlar görkemli uçaklarında, lüks makam arabalarında, şatafatlı dış gezilerde sefa sürmeye devam edecekler. Toplum sefalete sürüklenirken, onlar devlet adamlığı oynamayı sürdürecekler.

***

Kapitalizm böyle bir şeydir işte; kapitalistlerin ve kapitalistlerin devletini yönetenlerin yaptıkları yanlışların ceremesini o yanlışlarda hiçbir payı olmayan çalışan kesimler, emekçiler çeker. Kapitalist dara mı geldi, işçilerine yol verir, yükten kurtulup rahatlar. Bir avuç namuslusunun dışında onlara hiçbir şey olmaz; battık derler, kendileri konaklarda, mahdumları yatlarda, kerimeleri Amerikada fink atar. Yoksa siz 2001 krizinde fabrikası, bankası batan kapitalistler arasında yoksulluğa düşenini gördünüz mü?

Bu kez de böyle olacaktır. Zam vakti geldiğinde işvereniniz size krizi işaret ederken, siz ne olur ne olmaz, işsiz kalmak da var korkusundan sesinizi çıkaramayacaksınız, elinize tutuşturulana razı olacaksınız. Bu arada enflasyon yüzde 15e dayanmış, alım gücünüz aynı oranda düşmüş, ne yapacağınızı bilemez durumdaymışsınız; bu sizin sorununuzdur.

Hele bir de o beyaz yakalılardan iseniz belki de hayatınızda ilk kez işvereninizin gözünde hiç de sandığınız kadar önemli olmadığınızın farkına varacaksınız. Belki ilk kez o işvereni ayakta tutmak için kendinizce yaptığınız özveriler aklınıza gelecek, Ben tüm bunları neden yaptım? diye çalışma hayatınızı sorgulamaya başlayacaksınız. Büyük olasılıkla sorgulamada geç kalmışsınızdır, ama ders yine de derstir!

***

Yukarıda bir yerde yapılan yanlışlarda hiç payımız yok dedim ya, bu pek doğru değil. Çünkü o yanlışları yapanları bizi yönetsinler diye biz seçtik; onların düzenine itiraz etmedik, değiştirmek için direnmedik. En azından potansiyel bir seçenek oluşturabilmek için birleşmek yolunu denerdik, tam tersine parçalandık, bölük pörçük olduk. Ya aydınlarımız, hele kendilerine liberal solcu diyenler! O yanlışları yapanları, yanlışlarıyla Türkiyeyi çöküşün kıyısına getiren iktidarı destek yarışına girdiler.

Diyeceğim, kabahat bizde; kabahatlerimizin sonuçlarından öğrenmeyi, bir toplumsal uzlaşma kültürü oluşturmayı, kendimizi ve kendimizi değiştirirken, bize dayatılan bu düzeni de değiştirmeyi düşünmedik. Bundan sonra? Bilemiyorum, siz?

[email protected]

www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları