Kardeşlik Cumhuriyeti

30 Ekim 2011 Pazar
\n

İki ekran kadınının Van depremine ilişkin ırkçı söylemlerini eleştirdiğim Takke Düşüp Kel Görününce…” başlıklı çarşamba günkü yazım çok sayıda olumlu tepki aldı. Bir-iki okurum da karşıt yönde görüş bildirdiler; üzüldüm, ama üzerlerinde durmuyorum.

\n

Eskişehirden yazan bir okurumun yazısı ise yüreğimi ısıttı, sizlerle paylaşmak istedim. Sayın Güner Ener 1935 doğumlu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü mezunu bir sanatçı. Çerkez bir baba ile Karamağaralılar kolundan Yörük bir annenin kızı. Bakın, neler yazıyor?

\n

***

\n

Bugün yazınızı okurken insanlığımdan utandım, o iki hanımın düzeyi ve olmayan insanlığı nedeniyle. Çok yazık ki varlar, sayıları şükür ki pek fazla değil. Yazınızı kesip arşivime yerleştirdim.

\n

Babam asker olduğu için on beş yaşıma kadar Anadolunun çeşitli yerlerinde yaşadım. Annemin beni beklemeye başladığı, doğum için Samsuna annesinin yanına gidip birkaç ay sonra döndüğü ve benim üç yaşıma kadar yaşayıp dünyayı tanımaya çalıştığım yer Ağrı Dağının eteklerinde yoksul bir köy olan Sürbehandır. Anılarımda çok siliktir, ama anlatılanlardan, fotoğraflardaki görüntülerden kişiler, olaylar beynimde yer etmiştir. Daha sonraki yıllarda annemin yakın dostları bana Kürt kızıdiye takılırlar, bunu sevecenlikle yaparlar, ben de çok hoşlanırdım.

\n

Sürbehandan sonra Görele, Ordu, Çankırı, Gelibolunun bir köyü olan Demirtepe, Kavak ve Ankara.

\n

16 yaşıma kadar ülkemizin her bölgesinden gelen askerlerle ayrım yapmadan içli dışlı yaşadım. Beni çok sevdiler, el üstünde tuttular. Bu nedenle bir ağabeyim yok diye hiç hayıflanmadım. Birlikte yemek yedik, mektuplarını yazdım, beştaş oynadık, yan yana dörtnala at koşturduk. Birbirimizin farklılıklarını hiç yadırgamadık. Onlardan her bölgenin türkülerini, masallarını, küfürlerini öğrendim. Yıllarca sonra bir gün Eyüboğlunun ünlü pazartesi toplantılarından birinde Ruhi Su, Bu kadar türküyü nasıl, nerede öğrendin? diye sorduğunda yanıtım, Askerlerden olmuştu.

\n

Türkiyenin yedi bölgesinden gelen ağabeylerimin, o sevecen genç insanların hepsini çok sevdim.

\n

Hepimiz bir yerlerden geldik, birbirimizle karıştık. Bizim zenginliğimiz, renkliliğimiz, farklılığımız, benzersiz oluşumuz işte bu güzel karışım nedeniyledir. Türk olmanın ayrıcalığı, şansı, hoşluğu bundandır.

\n

1960’larda İngilterede öğrenciyken 13 kişilik sınıfımızda benden başka Doğulu yoktu. Bana ayrımcılık’, ırkçılık gibi şeyler sorduklarında diklenir, yüzyıllar boyunca 72 milletle karışmış olduğumuzu, bunun bize zenginlik kazandırdığını, böyle saçmalıklarla uğraşmadığımızı anlatırdım.

\n

Evet, böylesine hoş, yalın bir benzersizliği yok saymak, bize bahşettiklerini fark etmemek, durumumuzun tadını çıkarmak yerine abuk sabuk saplantılara teslim olmak akıllı işi değildir bence.

\n

***

\n

Sayın Güner Enere duyarlılığı ve insanın içini ısıtan bu güzel satırları için teşekkür ediyorum.

\n

Bu güzelim coğrafyamızın insanları olarak benzersizliğimizinfarkında olalım, derim. Yeri gelmişken kendi yaşamımdan da bir örnek vereyim. Toplam 30 yıl Almanyada yaşadım, 51 ülke gezdim. Binlerce insan tanıdım. Hiçbirinin yaşantısına özenmedim, imrenmedim. Ben de onlar gibi olayımdüşüncesi aklımın ucundan bile geçmedi. Dünyanın neresine gideyim, neresinde olayım, hep kozmopolit/karışık, renkli, çokkültürlü bir ülkeden geliyor olmamın keyfini sürdüm.

\n

Bu ülkenin insanı olmak gerçekten bir ayrıcalıktır. Dilerim çok geç olmadan Türkü ile, Kürtü ile aklımızı başımıza devşirmeyi başarır, el ele, omuz omuza, gönül gönüle verip imrenilecek, kıskanılacak bir ülke olmanın koşullarını yaratırız.

\n

Cumhuriyetimizin 88. yaşını kutluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bugün demokratik, laik bir sosyal hukuk devletidir. Bu, hiç kuşku yok ki önemli bir kazanımdır. Dilerim 100. yaşında bu kazanımlara, -hiçbir metinde yer almayacak da olsa- kardeşlikde eklenir. Türkiyeden söz ederken onun bir kardeşlik cumhuriyetiolduğunu bilmenin keyfini çıkartırız.

\n

Cumhuriyetimize daha nice yaşlar dileğiyle

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları