Yurtsuzlaşma - Yurtlanma

11 Mayıs 2011 Çarşamba
\n

Selanik Kitap Fuarında İstanbul Hikâyeleri adıyla Yunanca yayımlanan kitabımı imzalarken, 100ün üzerinde kitapseverle bire bir konuşma olanağım oldu. Çoğu 1924 Nüfus Mübadelesinde Yunanistana göç ettirilen Anadoludaki Osmanlı Rum tebaasının çocukları ya da torunlarıydı. Önemli bir bölümü İstanbula yakın zamanlarda turist olarak gelmiş, fakat Niğde, Tokat, Trabzon, Ordu gibi ata yurtlarını görmemişti.

\n

Konuşmalarımız sırasında biri dışında hiçbirinin Türkiyeye ya da Türklere karşı olumsuz bir bakışı yoktu, tam tersine Türkiyeden bir Türk ile tanışmaktan, onun öykülerini kendi dillerinde okuyacak olmaktan hoşnuttular. Aralarında beni evlerine davet edenler, küçük armağanlar verenler bile oldu. İlginç şeyler de yaşadım Iason Books standında; örneğin, yaşı 60’ın üzerinde bir kadın kitapsever, Irini Beltsi birden Adalar Sahilinde Bekliyorumşarkısını Yunanca söylemeye başladı, ardından da Türkçesiniİlgiyle dinlediğimi hatta Türkçesine alçak bir sesle eşlik ettiğimi görünce Selanike 60 kilometre uzaklıktaki bir kasabadan geldiğini, amatör bir şarkıcı olduğunu anlattı. Ertesi gün de otelime gelerek doldurduğu iki CDyi armağan etti bana.

\n

***

\n

Diyeceğim o ki, mübadillerin ikinci, üçüncü kuşaklarının bizdeki yaygın kanının tersine Türkiyeye karşı önyargılı olduklarını söylemek doğru değil.

\n

Onlar yurtsuzlaştırılan atalarının, ninelerinin çektiği ekonomik, toplumsal ve kültürel acıları, sıkıntıları çekmemişler. Örneğin, Selanikin Kalamaria kıyılarındaki çamurlu barakalarda yıllarca yaşamak zorunda kalmamışlar. Yurt özlemi çekmemişler. Yunanistanda doğmuşlar, orayı yurt bellemiş, sevmişler. Türkiyeyi yalnızca merak ediyorlar. Megaloidea (Büyük Yunanistan Düşü) gibi birtakım ırkçı, faşist çevrelerin sapkın beyinlerinde dolaşan kötücül düşüncelerden çok uzaklar.

\n

Bilindiği gibi mübadillerin tümü Anadolu kökenli Ortodoks Rumlar; İstanbul, Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada (Tenedos) Rumları 1924 Antlaşmasının dışında tutulmuş. Onlar ise 6-7 Eylül 1955 yağma olaylarının, 1964 yılında Yunanistan uyruklu Rumlara uygulanan zorunlu göç ettirme kararının ve 1974 Kıbrıs Harekâtının mağdurları; dolayısıyla onların yurtsuzlaşma acıları mübadillere göre çok daha taze, fakat onlarda da Türkiyeye, Türklere karşı olağanüstü bir husumetgörülmüyor. Ne var ki başlarına gelenlerden ötürü kırgınlar ve kırgınlıklarının üstesinden gelmeye çabalıyorlar. Bir insanın doğup büyüdüğü, atalarının, ninelerinin kök saldığı, mezarlarının bulunduğu topraklardan kopmak zorunda kalması doğal ki birtakım psikososyal sorunları da beraberinde getiriyor.

\n

***

\n

Birkaç da sığınmacı Kürt kitapseverle tanıştım fuarda. Bunlar öyle uzun boylu örgüt bağlantısı olan insanlar değil. Gündüz jandarma, gece PKK baskınlarından bezmişler. Adamlar silahlı, gece köyü basıp ekmek, yemek, giysi istiyorlar köylüden. Verseler bir türlü, vermeseler kurşunu yiyecekler kafalarına, can korkusundan veriyorlar. Sabah jandarma basıyor aynı köyü, terör örgütüne yardım ve yataklık suçlamasıyla toparlanıp cezaevine konuyorlar. Ne kadar anlatsan, ne kadar dil döksen nafile, kulaklar sağır, bir yolunu bulup kaçıyorlar. Yoksa beş yıl, sekiz yıl yatacaklar.

\n

Serüvenlerini anlatırken, gözleri doluyor. Kimisi Yüksekovalı, kimisi Diyarbakırlı, kimisi Vanlı. Kader denen şey bu işte, sen daha Ankara, İstanbulu, İzmiri görmeden Selanike gel, burada yurtlan! Çoğunun eşleri Yunan, çoluk çocuğa karışmışlar; çocukların Dilan, Şilan, Baran olan adlarının yanına bir de İrini, Maria, Kosta adlarını koymuşlar.

\n

Kitap imzaladığım Diyarbakırlı bir sığınmacı okuruma gelecek hafta Diyarbakırda olacağımı söyleyince gözleri ışıldadı, Benim için Sıtkı Ustada fıstıklı bir kadayıf yer misin?dedi. Diyarbakıra gidince ilk işim bu olacak.

\n

Ben Türk olmaktan mutluyum, ama Yunanı, Rumu, Kürtü ve Türk olmayan başka herkesi kardeş bilince mutluluğum daha da artıyor. Bunu Selanikte bir kez daha anladım.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları