Dikmen Gürün

Ayla Algan’ın ardından...

09 Ocak 2024 Salı

Tiyatro dünyasından bir parlak yıldız daha kaydı... Sevgili Ayla Algan 2024’ün ilk günlerinde hızla geçiverdi bu dünyadan diğerine... Aslında; onun gibi enerji dolu, sürekli üreten, bıkmadan usanmadan genç sanatçılar yetiştiren bir insan için belki de en makbul geçiş oldu bu... Onun temposuna yakışan bir yolculuk... Evet, 5 Ocak 2024’te; hayat arkadaşı, varlığında ve yokluğunda tiyatro yoldaşı Beklan Algan’ın yanına gitmek üzere aramızdan ayrıldı Ayla Algan... 

Elimde, kısa bir süre önce yazmış olduğu ve de Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitabı: Yaratıcı Oyuncu Yaratıcı İnsan... Ne kadar mutluydu üzerinde uzun süre çalıştığı, onca emek verdiği kitabını adıma imzalarken... Şöyle bir düşünüyorum; yıllara dayanan dostluğumuz süresince hep gülen gözleriyle hatırlıyorum Ayla’yı...

TİYATRO İLE ÖRÜLMÜŞ HAYATLAR

Kitapta Ayla ve tabii ki Beklan Algan’ın tiyatro ile ilmek ilmek işlenmiş hayatlarının izlerini sürüyoruz. Bu izler belli bir çizgi takip etmeseler de Ayla’nın dünyaya, tiyatroya bakışını dile getiriyor. Başarıya giden yolda atılan adımlar çevresinde dönüyor... 

Kısaca değinmek gerekirse: Beklan Algan’la evlilik, New York’ta Actors Studio’da parlak öğrencilik yılları, 1960’larda İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu olarak elde edilen başarılar. 1961’de ilk kez Muhsin Ertuğrul rejisinde Hamlet rolünü canlandırış. 1964’te LCC’de “Marat/Sade” günleri... Ama maalesef deneysel tiyatro anlamında uzun ömürlü olamayan çalışmalar... Ardından, Muhsin Ertuğrul’un İstanbul Şehir Tiyatrosu bünyesinde kurulmasını sağladığı Deneme Sahnesi faaliyetleri... 1980 askeri darbesi ve 1402 sayılı yasa ile işten atılış... Peter Stein ve Berlin Schaubühne’de İşçi Tiyatrosu çalışmaları... Grupta Beklan ve Ayla Algan’la birlikte Kerim Afşar, Tuncel Kurtiz, Şener Şen, Macit Koper ile genç işçiler de bulunmaktadır. 1984 Türkiye’ye dönüş yılıdır ve de 1988’de Şehir Tiyatroları bünyesinde TAL (Tiyatro Araştırma Laboratuvarı) faaliyetleri. Eugene Barba’nın Ontik Tiyatro kavramı üstüne çalışmalar... Erol Keskin, Haluk Şevket Ataseven, Çetin İpekaya, Edis Tezel, Süleyman Velioğlu da kurucuları arasındadır TAL’nın... Ayla Algan; TAL deneyiminden yola çıkarak bugünün oyuncusuna seslenen, bu çalışmaları inceleyen pek çok araştırmacı kalemden çıkmış yazıları kitabında paylaşırken elbette ki kendi hocalık deneyiminin nasıl şekillendiğine dair göndermeleriyle de dikkat çekmektedir...

GELECEĞE KÖPRÜ OLMAK 

Nasıl unutabiliriz Ayla Algan’ın oyunculuğunun, yönetmenliğinin ötesinde o güzel sesini? Paris’te Oliympia’da sahneye çıkan ilk Türk sanatçı oluşunu, 1977 yılında Polonya’da Sopot Müzik Festivali’nde kazandığı büyük başarıyı? “Yunus Emre Oratoryosu”nu?” “Aşk Hastası”nda Şeyh Galip’in dizelerine hayat verişini? Ve daha nice konserlerini? 

Vefat ettiği sırada Drama Sanat Akademisi’nin genel sanat yönetmeni olan ve “Yaratıcı Çağdaş Tiyatro Teknikleri”nin yanında “Reklam ve Dizi Sinema Oyunculuğu” dersleri de veren Ayla Algan Yaratıcı Oyuncu Yaratıcı İnsan kitabını şu sözlerle açarken yarınlara yönelik beklentilerinin altını çiziyor: “[...] Her sanat dalında olduğu gibi tiyatroda da her ülke gelişimsel olarak birbiriyle çoğu zaman farklılık gösterse de hepsi birbirinden etkilenerek gelişimlerini sürdürmüştür. Globalleşen dünyamızda ise bu etkileşim çok daha hızlı ve bilgiye ulaşmak çok daha zahmetsiz olduğundan bireysel ve mesleki gelişiminizi sürdürürken bugünümüzün oluşmasına katkıda bulunan düşüncelerden, sanatçılardan, edebiyatçılardan, kuramcılardan feyzalıp geleceğe birer köprü olabilmeniz dileğimdir.” 

Güle güle sevgili Ayla... Eminim ki Sevi Algan, çalışmalarının takipçisi olacak ve yeni arayışlara yönelecektir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları