Dikmen Gürün

‘Şahları da Vururlar’ tiyatro festivalinde...

15 Kasım 2022 Salı

Bir zamanların kıpır kıpır İstiklal Caddesi yıllar içinde adeta bilinçli olarak köhne bir semte dönüştürüldü. Topografyası bozuldu... Son zamanlarda yine bir hareketlenme yaşanmakta bir zamanların sanat merkezinde. Geçtiğimiz cumartesi “Şahları da Vururlar” için Ses Tiyatrosu’na gittiğimde salonun ağzına kadar dolu olduğunu görmek düşündürdü bana bunları... Ama ne oldu? Bu umut kırıntılarının üstünden silindir gibi geçti bir gün sonra Beyoğlu’nda yaşanan terör kâbusu!... Ocaklar söndü. Hayatlar karardı... Şu noktada tek yapabildiğim bu dünyadan göçenlere rahmet, yaşam mücadelesi verenlere iyilikler dilemek... 

SİSTEMİN SORGULANMASI 

Ferhan Şensoy’un 1980’de yazdığı ve Harbiye Yapı Endüstri Merkezi tiyatro salonunda sahnelediği “Şahları da Vururlar” Ortaoyucular’ın ilk oyunu olma özelliğini taşır. Yazarın “Farsca Fars” olarak tanımladığı ve dün olduğu gibi bugün de politik espri çizgisini kendine özgü kıvrak dil ustalığıyla yoğuran bir çalışmadır bu. Şensoy’un zekâsının, mizah anlayışının, kültürel derinliğinin ürünüdür. Hoş, bence bütün oyunları, bütün kitapları öyledir ya... Hep dolu salonlara oynadı “Şahları da Vururlar”. Seyirci adeta tutkundu bu oyuna. Bugün de genç seyircinin gönlünde ayrı bir yeri olacağına inanıyorum. Nasıl olmasın ki? İranlı kadınların başlattıkları özgürlük mücadelesi çok şeyler söylüyor Şah Rıza’ların Süreyya ve de Diba’ların, Eşref’lerin, Musaddık’ların, Humeyni’lerin ötesine geçerek! Şu günlerde mollaların işi zor gibi Fars diyarında: “İran’da bir yangın var/ İtfaiye failün/ Faili belli değil/ Failatün failün/ Faili belli değil/ Herkes tutuklanıyor/ Mefailün failün/ Sebebi belli değil/ Failatün faşizma/ Failatün çok saçma.” 

Ülkelerin hal ve gidişlerine yaptığı göndermelerle güçlü bir çalışma “Şahları da Vururlar”. Sistemi eleştirel ve de o denli esprili bir dille sorguluyor. Zor iş kelimelerin yapısıyla oynayarak aynı anlamı yakalamak... Absürt sözcükler ve altında yatan anlamlar perde açıldığı andan itibaren kavrıyor seyirciyi... 

KAPANAN VE AÇILAN PERDELER

Ferhan Şensoy, 2020’de Ortaoyuncular’ın kuruluşunun 40. yılını “Şahları da Vururlar”ın yeni versiyonu ile kutlamaya hazırlanıyordu. Biletler satışa bile çıkmıştı. Ama ne yazık ki “COVID-19” denen illet tüm toplulukları olduğu gibi Ortaoyuncular’ı da vurdu. Sert bir vuruş oldu bu, Ses Tiyatrosu perdelerini bir daha açamadı. Ve, Ferhan Şensoy Eylül 2021’de vefat etti. 

Bu yıl, bir kıymetbilirlik ve saygı örneği olarak 26. İstanbul Tiyatro Festivali “Şahları da Vururlar”ı davet etti. Çok da iyi yaptı... Metnin özünü ve Ferhan Şensoy’un yorumunu zedelemeyen küçük ekleme ve çıkarmalarla Volkan Sarıöz oyunu yeniden sahnelemiş. Bundan sonrasında; umalım ki Ferhan Şensoy ve Derya Baykal’ın kızları Derya Şensoy ve Ferhan Şensoy’un girişimleriyle “Şahları da Vururlar”ı takiben Ferhan’ın diğer çalışmaları da bir biçimde SES-1885’e hayat suyu olsun...

‘ZAHMETKEŞANLAR’

1980’de ve sonrasında kimler yoktur ki “Şahları da Vururlar” ekibinde? Yazar ve yönetmen Şensoy, metninin başında “Zahmetkeşanlar” olarak sıralar emeği geçenleri: Ulvi Alacakaptan, Zeynep Tedü, Halit Akçatepe, Baykal Kent, Tarık Pabuçcuoğlu, Ayla Aslancan, Zafer Diper, Rasim Öztekin Nejat Yavaşoğulları, Fuat Güner, Özkan Uğur ve daha pek çok değerli isim... Şimdinin başarılı “Zahmetkeşanları” ise çoğunu Ortaoyuncular’dan tanıdığımız Celal Belgil, Ertan Üçüncü, Elif Durdu, Özkan Aksu, Serap Günaydın, Orkun Akyıldız, Sefa Tantoğlu, Pınar Aslan ve de olaya sahne ve kostüm tasarımıyla katkıda bulunan Başak Özdoğan, müzikleriyle renk katan Nejat Yavaşoğulları, Gökhan ve Burhan Şeşen... Ve yine sahne gerisinde pek çok değerli isim. Umalım ki “Şahları da Vururlar”ın yolculuğu kısa sürmesin...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları