Elçin Poyrazlar

Garantör

20 Ekim 2023 Cuma

ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’le dayanışma için savaş bölgesine gitmesi bu vahşi ve uzun vadeli çatışmanın dinamiklerini şekillendirmek için yapılan bir hamleydi. 

ABD’nin Akdeniz’e gönderdiği uçak gemileri, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Hamas’ın saldırılarının hemen ardından yaptığı İsrail ziyaretinde “Bir Yahudi olarak da buradayım” açıklaması en tepeden gelen bu güçlü hamlenin ön işaretleriydi. 

Biden’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi savaş karşıtı Yahudi topluluğunun ve Gazze ablukasındaki sivillerin öldürülmesine öfke duyan dünya kamuoyunun tepkisini çekti. 

ABD’nin müttefiki bazı Arap ülkeleri, Biden ile görüşmeyi reddederken Müslüman dünyası bunu Batılı güçlerin gaddar bir savaş yürüten İsrail’in yanında cephe alması olarak yorumladı. 

ABD’NİN MOTIVASYONU

Biden tüm bu tepkileri, öfkeyi ve suçlamaları göze alarak İsrail’e geldi. Bu sadece stratejik anlamda vazgeçilmez, çok yakın bir ülkeye destek gösterisi değildi. 

Biden aynı zamanda Afganistan, Irak ve Suriye iç savaşından sonra ABD’nin hâlâ Ortadoğu’da, hatta diğer dünya krizlerinde aktif bir güç olarak kalma çabasını canlı tutmak da istiyordu. 

Suriye iç savaşında geç kalan ABD etkinliğine yönelik eleştiriler ya da “bölgenin Rusya ve Çin’in oyun alanına dönüşmesine izin verdiği” yorumları bu hamlede derin bir motivasyon da olabilir. 

Ama ABD korumakla yükümlü olduğunu düşündüğü İsrail’e söylemleri, askeri gücü ve yüksek riskli savaş bölgesine başkanını göndererek kuşku bırakmayacak net bir destek sergilemeyi seçti. 

Şimdi ABD’nin bu seçiminin bölgeye olan etkilerini dalga dalga göreceğiz. 

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın İsrail ziyareti bu kamplaşmanın sınırlarının genişleyeceğine işaret ediyor. 

MOSKOVA’NIN TERCİHİ

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye’nin Filistin adına garantörlük rolüne hazır olduğunu söylemiş, “İsrail için de başka ülkeler garantör olsun. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin” demişti. 

Fidan’ın bu açıklamasına Rusya, sıcak bir yanıtla karşılık verdi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin önerisi çerçevesinde işbirliği yapmaya hazır olduklarını söyledi. 

Ortadoğu’da aktif bir ABD görmek istemeyen Rusya, yönlendireceğini umduğu Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin bu krizde rol oynamasını tercih edecektir. Öte yandan Ukrayna savaşı tüm hızıyla devam ederken ABD’nin başka bir savaş cephesiyle dikkatinin dağılması da Rusya’nın işine gelebilir. 

ABD, bu krizde İsrail’in en güçlü garantörü konumunda. Ancak bölgedeki işgallerinden sonra savaş yorgunu bir ABD bu krize ne tür pozitif bir katkı sağlayabilir orası açık değil. 

Özellikle de 2024 ABD başkanlık seçimleriyle gelecek bir lider değişikliği, yıllara yayılabilecek ve diğer ülkeleri içine çekebilecek bu savaş ortamının dinamiklerini doğrudan etkileyebilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları