Elçin Poyrazlar

Soykırım, savaş suçu, barbarlık...

03 Kasım 2023 Cuma

Batı medyası, bir süredir İsrail-Hamas savaşında savaş suçlarının ne olduğunu, insanlığa karşı işlenen suçlarla kıyasını, hangi sayıda ve koşullarda soykırım tanımı yapılabileceğini tartışıyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, İsrail’in Gazze’deki Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının savaş suçu olabileceğini açıkladı. Yapılan açıklamada “Hava saldırılarının boyutu ve ölen sivil sayısının çok yüksek olması nedeniyle, bu orantısız saldırının bir savaş suçu sınıfına girdiğine dair ciddi endişelerimiz var” denildi. 

BM, daha önce Hamas’ın çocukların da dahil olduğu yüzlerce sivili kaçırması ve rehin almasını uluslararası insani hukuk altında bir suç olarak tanımlamıştı. 

Hukuk uzmanları, Batı’da “terör örgütü” olarak sınıflandırılan Hamas ve Filistin İslami Cihat örgütlerinin devlet aktörü olarak kabul edilmeseler bile savaş suçlarından sorumlu oldukları görüşündeler. 

Öte yandan İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim tarihinden bu yana aralıksız saldırıları, sivilleri gıda, su ve elektriksiz bırakması da BM tarafından “topluca cezalandırma” olarak tanımlanmıştı. 

Uluslararası Af Örgütü, 16 yıldır bir açık hava cezaevine dönüşen Gazze’de İsrail’in saldırıları nedeniyle meydana gelen kitlesel ölümlerin “savaş suçu” olarak soruşturulması çağrısını yaptı. 

Gelinen noktada hukuki yorumlar, dilsel semantikler, siyaset, askeri ve stratejik yorumlar bölgeye yayılma tehlikesi taşıyan savaşın verdiği kıyımda hiçbir işe yaramıyor. 

Hamas’ın kontrolündeki Gazze’de sağlık yetkilileri İsrail saldırılarında şimdiye kadar 9 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü bu sayının 3 bin 760’ının çocuk olduğunu kaydediyor.

ÇOCUKLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR

BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İsrail’in saldırılarında Gazze’nin binlerce çocuğa mezar olduğunu açıklamış, Dünya Sağlık Örgütü ise Gazze’de ölenlerin yüzde 40’ından fazlasının çocuk olduğunu belirtmişti. 

Diğer yandan bu haftaki mülteci kampına yapılan saldırılar konusunda İsrail ordu sözcüsü ise “savaşta bu tür trajedilerin” olduğunu söyleyebiliyor. 

Bu savaşta kimin haklı, kimin haksız, kimin suçlu, kimin masum, kimin çıkarı, kimin kaybı, kimin hücumu, kimin savunması üstünden hukuki, siyasi ve askeri analizleri yıllar boyunca yapabiliriz. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) Roma Statüsü’nü devreye sokarak tarafları ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir gruba karşı kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen fiillerden sorumlu tutmak için süslü gösteriler, siyasi kamplaşmalar ve hukuk şovlarına da başvurabiliriz. 

Bu soyut hamlelerin hiçbirisi halihazırda devam eden katliamı engellemeye yetmeyecek. 

Bugün İsrail-Hamas savaşında en büyük insanlık suçu çocuklara karşı işlenen suçlardır. 

Hamas davasında çocukları sivil bir kalkan yaptığı için, İsrail onları geleceğin teröristleri olarak görüp vurduğu için...

Gri alanda hukuki paslaşmaların çocuk kıyımına bir faydası yok. 

En acil karar, ölü sayısına, kimliğe, koşullara bakmaksızın tüm savaşların baştan büyük bir suç olduğunu kabul etmek olmalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları