Atatürk’ü ve Cumhuriyeti savunmak faşistlik değildir!

21 Aralık 2023 Perşembe

Tuzla Piyade Okulu’ndaki 10 Kasım Atatürk’ü anma töreninde bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafını takmayı reddettiği, diğer teğmenlerin tepkisi üzerine arbede yaşandığı öne sürüldü.

Bunun üzerine Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, şunları söyledi:

“Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay 10 Kasım’da meydana gelen bir hadise.

Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve ‘Toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor.

Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor.

Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız.

Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir.”

Bu açıklamada Atatürk’ün fotoğrafına, onun adı anılmadan “fotoğraf” denmesi üzerine kamuoyunda çok sert eleştiriler dile getirildi.

Bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığı bir açıklama daha yaptı ve özetle şöyle dedi:

“İlgili mevzuat çerçevesinde milli anma ve kutlama günleri, tören ve bayramlarda günün anlam ve önemine uygun şekilde davranmak disiplinin bir gereğidir.

Mevzuata uygun davranmamak nasıl disiplinsizlik ise buna karşı görev, yetki ve sorumluluğu dışında suç teşkil edecek nitelikte müdahale etmek ya da davranışta bulunmak da disiplinsizliktir.

Bu olayla ilgili olarak kamuoyuna yansıtılmaya çalışılan durumun aksine, henüz tesis edilmiş nihai bir disiplin işlemi bulunmamaktadır.

Yüksek Disiplin Kurulu süreci ve adli soruşturma tamamlanıncaya kadar bu konuyu farklı noktalara çekmek, eğer bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa, kamuoyunda olumsuz algı yaratarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne zarar verme amacı taşımaktadır.”

Bu açıklamada da Atatürk’ün fotoğrafını yakalarına takmayarak disiplin suçu işleyenlerle onlara müdahale edenlere, aynı derecede “suçlu” muamelesi yapıldığının belirtilmesi kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Ama Atatürk’ü savunanlara karşı da Cumhuriyet düşmanları tarafından “faşist” suçlaması başlatıldı.

***

Bu sırada, kamuoyunda, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in TBMM’de söylediği şu sözler tartışılmaktaydı:

“O sizin yaşadığınız eski Türkiye bitti. Vedalaşın. Uyanın, uyanın!

Türkiye artık bambaşka bir ülke

Bakın MEB 2023 yılı itibarıyla 2 bin 709 tane geçerli protokolümüz var.

Bunların içinde sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır.

Onlarla protokol yapmaya devam edeceğiz.” 

Bu konudaki eleştiriler için, dünkü Cumhuriyet’te, Sanatçılar Bildirisi’ne, Kalkandelen, Pehlivan ve Balbay’ın yazılarına bakılabilir.

Ama ne yazık ki laikliği savunanlara karşı da derhal “faşist” denilerek saldırılar başladı.

***

Bu iki olay olurken iktidar yandaşları, tetikçi yazarlar ve hatta bürokratlar tarafından gündeme getirilen üç kişi ve bu kişiler üzerinden tarihsel gerçekleri saptırma çabaları da ön plana çıkmıştı:

1) Atatürk ve arkadaşları hakkında idam fermanı yayımlayan, Kuvayı Milliye’ye karşı “Kuvayı İnzibatiye” denilen “Padişah Ordusu”nu kurduran ve İstiklal Savaşı kazanıldıktan sonra İngiltere’ye sığınarak İngiliz savaş gemisi HMS Malaya Zırhlısı ile ülkeden kaçan Vahdettin’in, Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı yalanı.

2) Cumhuriyet rejimine karşı isyan eden İskilipli Atıf’ın şapka kanununa muhalefet ettiği için asıldığı yalanı.

3) İngiliz ve Fransızlardan destek alarak Cumhuriyete karşı ayaklanan Şeyh Sait’in masum bir Kürt Milliyetçisi olduğu yalanı.

Ve işin en vahim tarafı şuydu:

Bu yalanlara karşı çıkanlara da Cumhuriyet düşmanları tarafından faşistlik suçlaması başlatılmıştı.

***

Atatürk ve Cumhuriyet karşıtları, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti savunanlara karşı yaptıkları “Faşistlik” suçlamalarını, tarihsel gerçekleri saptırarak desteklemeye çalışıyorlar...

Beyhude çaba!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları