TC Yerine TSİC - 2

29 Ağustos 2014 Cuma

Dün “Yeni Türkiye” diye medyada koparılan vaveylanın “Türkiye Cumhuriyeti”nin “Türkiye Sünni İslam Cumhuriyeti”ne dönüştürülmesi anlamına geldiğini, bunun mevcut anayasaya ve yasalara uygun olmadığını, ama uygulamanın bu yönde olduğunu belirtmiş ve bu çelişkinin nasıl meydana geldiğini sorgulayarak AKP iktidarı döneminde, Türkiye’nin içinden geçtiği süreci özetlemeye başlamıştım.
İlk iki aşamayı da:
1) Önce “Sünni İslamcılık”, “Muhafazakârlık” diye maskelenerek “Demokrasi” adına, “Özgürlükler” adına, “Avrupa Birliği’ne üye olmak” adına, içte ve dışta ittifaklar kuruldu ve bu sahte vaatlerle, çöken orta sağın yerine iktidara gelindi.
2) İktidara gelindikten sonra TC’nin arkasındaki güçler temizlendi...
Başlıkları altında aktarmaya çalışmıştım.
Şimdi sürecin üçüncü ve dördüncü aşamalarıyla devam ediyorum.

***

3) Siyasal, hukuksal ve medyatik ortam hazırlandı:
a) Bütün yasalarla defalarca oynandı; ceza yasalarında, terör yasalarında, ihale yasalarında, adalette, ortamı hazırlayan, iktidarın siyasal gücünü arttıran yüzlerce değişiklik yapıldı.
b) Referandum yoluyla, parlamenter rejimin özü bozularak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ilkesi getirildi.
c) 12 Eylül 2010 referandumu ile yargı, siyasal iktidarın denetimine sokuldu, kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal edildi.
d) Gazete ve televizyonlara el kondu ve yandaşlara devredildi, biat medyası (son zamanlarda “havuz”) yaratıldı; ötekilere büyük cezalar kesildi, medya iktidarın sesi haline getirildi.
e) Polis güçlendirildi.
f) Simgeler değiştirildi, kurumların isimlerinin önünden T.C. ifadeleri kaldırıldı. g) İktidardan bağımsız olan mali, ekonomik kurumların yapıları değiştirildi, iktidara bağımlı hale getirildi.
4) Uygulama başladı:
a) Her türlü demokratik gösteri, en şiddetli biçimde bastırıldı.
b) Yürütme ve polis, yargıyı da baskı altına almakta kullanıldı, polis savcıların talimatlarını dinlemedi.
c) Yolsuzluk soruşturmaları yapanlar cezalandırıldı.
d) Sınırlarımızdaki Sünni Terör Örgütlerine maddi, manevi destek verildi.
e) Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, demokrasi ve adalet ilkelerine aykırı bir biçimde Başbakan olarak, devletin ve hükümetin bütün olanaklarını kullanarak girdi ve kazandı.
f) Değiştirilen bütün anayasa hükümlerine ve yasalara karşın, yine de mevcut durumda “anayasa ihlali” olan bir biçimde, “Seçilmiş Cumhurbaşkanı” Erdoğan ne başbakanlıktan ne de parti genel başkanlığından istifa etti, partisini ve hükümeti biçimlendirdi.

***

Sonuç: Huntington’un takipçisi olan Davutoğlu, Başbakan yapıldı ve “Restorasyon” sözcüğü ile, “Osmanlı’ya dönüşün” yeni biçimi olan “Türkiye Sünni İslam Cumhuriyeti”ni (TSİC) resmen ilan etti.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları