Hatamızdan ders alabilmek!...

02 Ekim 2023 Pazartesi

Yaşamın en zor işlerinden birisidir, “hatamızdan ders alabilmek”.

Hatamızı kabul etmek yerine, onu inkâr etmek, başkalarını suçlamak, koşullara yüklemek çok daha kolay gelir.

“Hatalar Psikolojisi”, iki sosyal psikolog Carol Tavris ile Elliot Aronson tarafından yazılmış kitap bu konuyu işliyor. (Sola Unitas Yayını, 2020)

Leon Festinger “Bilişsel uyumsuzluk kuramı”nı açıkladığı zaman, yaptığımız yanlışı kabul etmek zor geldiği için nasıl kaçış yolları aradığımızı, her şeyi nasıl kendimizi haklı çıkarmak için kullandığımızı anlatıyordu.

Belki de kabul edelim etmeyelim, hepimizin zaman zaman içine düştüğü “hata çemberi” budur.

Ama toplumu etkileyen yöneticilerin, iktidarda olsun, muhalefette olsun bu “hata çemberi”nin içinde dönüp durması hepimize pek çok kez kaybettirmektedir.

İKTİDARIN HATA ÇEMBERİ

21 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidari eğitimden ekonomiye, yönetimden dış politikaya kadar her alanda giderek sıkılaşan “hata çemberi”nde ülkeyi bunaltmaktadır.

Demokrasi vaadiyle gelip otokrasiyi yerleştiren iktidar, siyasal İslam hedefiyle “laik Cumhuriyet”i ortadan kaldırma yolundadır.

Batağa sürükledikleri ekonomiyi şimdi IMF formülleriyle gene emekçinin sefaleti pahasına kurtarma peşine düşmüşlerdir.

Hiçbir hatalarını kabul etmemekte, her yanlışı ya muhalefete ya da küresel güçlere yıkarak kendi sorumluluklarını inkâr etmektedirler.

Bu yanlışları topluma kabul ettirebilmek için de dini kullanmakta hiçbir sakınca görmezler.

Hesap vermemek için de kendilerini kutsallık kalkanı arkasına saklarlar. 

Halkı kaderine razı edebilmek adına kutsal motiflere sığınmak her zaman yaptıkları işlerdir.

Aslında amaçları da kendi iktidarlarını sürdürmek, para kaynaklarını kaybetmemektir. 

Dini motifler bu amaç uğruna kullandıkları araçlardır.

MUHALEFETIN HATA ÇEMBERİ

Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi de kendisini bir “hata çemberi”ne kapatmıştır.

Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kaybettiğini bile kabul edememekte, oylarını artırdıklarını, bunun da başarı olduğunu anlatmaktadır.

Oysa geçmişte Ekmeleddin İhsanoğlu yanlışı, Abdullah Gül’ün düşünülmesi, sağ kesimden oy alma çabasıyla yaratılan eksen kayması, “kabul edilmesi gereken hatalardır”.

Laikliği her zaman savunduğunu, savunacağını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu, tarikat ve cemaatlerin baskısıyla yapılan pek çok işi “neden görmezden gelmektedir”?

4-6 yaşındaki küçük çocuklara yapılan dinsel beyin yıkamaları?

Ülkenin her yanında açılan “medreseler”?

Diyanet’in açtığı medreseye verilen destek?

“Değerler eğitimi” adı altında yapılan dinsel çalışmayla imamların devlet okullarına sokulması?

Hangi laiklik? Nerede laiklik?

Doğrudan soralım: “Tarikatlar ve cemaatler konusunda CHP genel başkanı olarak ne düşünüyorsunuz?”

Bu oluşumlar yasadışı mıdır, yoksa onları yasaklayan yasa artık yürürlükten kalktı mı?

Bu soruları yanıtlayın ki bilelim, görelim, laikliği nasıl savunuyorsunuz? Anlayalım.

HATAMIZDAN DERS ALABİLMEK

Bunun beş adımı var:

BİR: GERÇEKLE YÜZLEŞMEK.

Gerçekten kaçmadan, inkâr etmeden, görmezden gelmeden yüzleşebilmek.

“Evet, burada bir hata var” diyebilmek.

İKİ: SORUMLULUK ALABİLMEK.

“Evet, bu hatanın sorumlusu benim. Yaptığım yanlıştı” diyebilmek.

ÜÇ: NESNEL ANALİZ YAPABİLMEK.

Bu hatanın oluşunda çeşitli etkenler rol oynadı. Belki isteklerimizle gerçekleri ayıramadık, belki etkenleri doğru değerlendiremedik, belki öngörülerimiz hatalıydı. 

Nesnel analiz yapabilmek her zaman çok önemlidir.

DÖRT: KENDİ PAYINI KABUL EDEBİLMEK.

Bu yanlışta bir çok faktör var ama benim payım nedir?

“Ben bu yanlışı zamanında görüp önlem alınmasına çalışsaydım farklı bir şey olurdu” diyebilmek

BEŞ: YANLIŞIN BEDELİNİ ÖDEMEK.

Her yanlış, yapana bir bedel çıkarır.

Bu bedel ödenmelidir.

Ödenmezse bedel daha da artar, hataya ortak olmayanlara da zarar verir.

Bu bedel kimi zaman “özeleştiridir”, kimi zaman “görevden istifadır”.

Ama her zaman “hatanın bedeli ödenmelidir”.

Gerçeklerden kaçamazsınız.

Kaçmamanız daha akıllıcadır.

Gene de “Siz bilirsiniz”...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları