Siyaset ahlaktır... Ahlak nedir?

09 Mayıs 2016 Pazartesi

Yalan söylememek.
Hırsızlık yapmamak
Hak yememek
Rüşvet almamak
Verdiği sözden dönmemek
Kimseyi arkadan vurmamak
Kimseye iltimas geçmemek
Adam kayırmamak
Tuzak kurmamak
Pusuya düşürmemek
Bu ahlak ilkeleri bütün dinlerin, bütün uygar toplumların kabul ettiği ortak yaşam ilkeleridir.
Şimdi söyler misiniz?
Bizim siyasetimiz “ahlaklı” mıdır?
Siyaset, politika, “toplum yönetimi” demektir.
Bizim toplum yönetimimiz ahlak ilkelerine sahip midir?
Bize yalan söylenmekte midir?”
İş başında hırsızlık yapılmakta” mıdır?
İnsanların “hakları yenmekte” midir?
Rüşvet alınmakta” mıdır?
Gerisini siz düşünün ve değerlendirin.
İşte ülkemizin sürüklendiği durum budur.
Bunun dinle, dindarlıkla ilgisi var mıdır?
Siyaset ahlaktır.
Ve siyasette ahlak olmadığı zaman hiçbir toplum alanında ahlak kalmaz.

***

Yönetimde ahlak nedir?
İşi ehil olana vermektir. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
İşi hakkı olana vermektir. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
İş sahibine adaletle davranmaktır. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
Adalette ahlak nedir?
Emir almadan adaleti hakkı olana vermektir. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
Mevki çıkarı beklemeden adalet dağıtmaktır. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
Yakınlıktan etkilenmeden karar vermektir. Öyle mi olmaktadır? Hayır.
Eğitimde ahlak nedir?
Eğitimde ahlak, özgür akıllı, özgür kişilikli insan yetiştirmektir.
Eğitim bu hedefe mi yönelmektedir? Hayır.
Tam tersine, eğitim, itaat temelli ipotek kafalı robotlar yetiştirmeye yönelmektedir.
Eğitim ahlakı bir yana iten fırsatçı, çıkarcı amaçlara yönelmektedir.
Eğitimde ahlak, artık ayak bağı kabul edilmektedir.
Sağlıkta ahlak nedir?
İnsan sağlığında temel ahlak, hastalıkları önlemektir.
Bu amaç neredeyse unutulmuş görünmektedir.
Çok hasta, çok hastane, çok ilaç, çok para amaç yerine geçmektedir.
Sağlık, artık ihtiyacı olana değil, parası olana sunulmaktadır.
İnsan sağlığı bir insanlık hizmeti değil, para kazanma aracı olmaktadır.
Hipokrat yemini, hastalıktan para kazanma eksenine dönmüştür.
Neden şaşırmalı ki?
Bu siyaseti siz destekliyorsunuz.
Her şey gözünüzün önünde olup bitiyor.
Seçtiğiniz başbakan görevden alınıyor, “Benim yanlışım yok, zaruret oldu” diyor ve ekliyor: “Bana bunu yapan liderime ömrümün sonuna kadar sadığım”.
“Ömrünün sonuna kadar sadık olacağını” söylediği lideri, “Kendisi öyle istedi” diyor.
Neden şaşırıyorsunuz?
Onu da siz seçtiniz, öbürünü de.
Sizi de anlamak gerekiyor.
Ne seçerken düşündünüz ne de seçtikten sonra.
Gene seçim olacak.
Gene düşünmeden seçeceksiniz.
Gene düşünmeden destekleyeceksiniz.
Geçmişinize küfredecekler, öyle bakacaksınız.
Geleceğinizi çalacaklar, öyle bakacaksınız.
Biz, ne sizin seçtiklerinizi seçeceğiz.
Biz, ne sizin seçtiklerinizi beğeneceğiz.
Ama ne ki, sıkıntıyı biz çekeceğiz.
Özgür akılla özgür bir toplumda yaşayamamak.
Özgür iradeyle, iradesi teslim alınmış bir toplumda yaşamak.
Ama bu sıkıntının sonu geliyor.
Özgür akıl da teslim alınamaz.
Özgür irade de teslim olamaz.
Ve tarih göstermiştir ki:
Teslim olmayanlar her zaman kazanır.
“Ya istiklal ya ölüm...”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları