Baskılar yoğunlaşıyor

17 Temmuz 2023 Pazartesi

Rejim, seçimlerde tehlikeyi atlattıktan sonra, tam da beklediğimiz gibi, halkı kemerleri daha da sıkmaya zorlarken kültür savaşlarını yoğunlaştırdı: Öncelikle, kadınları, çocukları, LGBTİ+ bireyleri (toplumun en korunaksız kesimlerini) hedef alarak baskıları artırıyor. Muhalefetin ise bir vizyonu hatta umudu yok. Levent Gültekin’in Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili vahim iddiaları da cabası...

SÜREÇ HIZLANDI

Yargı, yasalara göre değil, rejimin keyfine göre işliyor. Can Atalay temsilci seçildiği halde hâlâ tutuklu, uydurma gerekçelerle hapse atılan Merdan Yanardağ için 10 yıl isteniyor. Buna karşılık, IŞİD’in Türkiye sorumlusu şahıs serbest bırakıldı.

Kadınlı erkekli, siyasal İslamcı bir güruh, İBB’nin Feshane’de düzenlediği resim sergisini “Ecdat yadigârı mekânda; paganizm, LGBT, ahlaksızlık vb. her türlü din düşmanlığı var, milli manevi değerlere hakaret ediyor” iddialarıyla üç kez bastı. Siyasal İslamın kitlesi artık, “öteki”nin değerlerini yok etmek amacıyla sokağa inmeye başlamıştır.

Eskişehir Odun Pazarı’nda, halkı LGBTİ+ bireyleri öldürmeye çağıran broşürler dağıtılması üzerine yapılan suç duyurusuna savcılık takipsizlik kararı verdi. Aynı gün TELE1 “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle RTÜK’ten yedi gün yayın durdurma, yüzde 5 idari para cezası alıyordu. Böylece rejimin değerlerini benimsemeyenleri hedef alan bir katliam çağrısını toplumu kışkırtma olarak görmeyen, buna karşılık rejimi eleştirmeyi halkı düşmanlığa teşvik etmek olarak yorumlayan, totaliter bir “siyaset rejimi” (adalete ilişkin sorunların konuşulabileceği, eylemlerin yapılabileceği siyasi alanın sınırını belirleyen, söylem ve kurumlar) altında yaşamakta olduğumuz bir kez daha doğrulandı. 

Adana LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında yapılmak istenen “vegan piknik” ve basın açıklaması Adana Valiliği tarafından yasaklandı, polis saldırdı, çok sayıda tutuklama gerçekleşti. Balıkesir Sivil Toplum Platformu adlı bir siyasal İslam örgütü yine “milli değerler” gerekçesiyle itiraz etti. Belediye de Aroma Terapi Festivali’ni ve Hande Yener konserini (Yener LGBTİ+ bireyleri, desteklemişti) yasakladı. Rejim kendisine biat etmeyen herkese sokakları, meydanları, ekranları kapatırken bir tarikat şeyhinin cenazesine katılım için THY ek seferler koyuyor, katılım siyasal İslamın gövde gösterisine dönüşüyordu. 

Eğitimde harem selamlık ayrımı, yine gündeme gelirken İTÜ rektörlüğü karma yurdu, erkekleri değil, kadın öğrencileri apar topar kapının önüne koyarak “düzenliyordu”... Bu sırada 14 yaşında bir çocuk, Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla beş ay hapis cezası alıyordu. 

Özetle, karşımızda, bir “eğilime” işaret eden “gericilik” kavramının çok ötesinde, “sivil toplumu” alanını, bireyin özelini denetlemeye, hatta yok etmeye kararlı totaliter bir devlet ve onunla kaynaşmış bir toplumsal hareket, diğer bir değişle kurumsal ve kültürel bir şekillenme süreci var: Bu bir “eğilim” değil, bir “yapısal” dönüşüm sürecidir.

VE BİR DE BU...

Bu süreç hızlanırken Levent Gültekin’in, “Ülke bitti, hiçbirimizin kurtulma şansı yok” ... “Benim kendi adaylığımı engelleme şansım yok dedi” iddiası geldi. Bu iddia rejimin taraftarlarının özgüvenini güçlendirecek muhalefetin umutsuzluğunu daha da derinleştirecektir. 

Bir siyasi lider, gerçekten düşünse bile, bir “sır” gibi saklaması gereken vahim bir “kanaatini”, bir gazeteciyle nasıl paylaşabilmiştir? “Ülke bitti, hiçbirimizin kurtarma şansı yok”... sözleriyle taraftarlarına zehirli bir, “Boşuna çabalamayın” mesajı veren şahıs, 13 yıldır bu rejimin muhalefet lideri değil midir? Kendi adaylığını dahi engelleme şansı olmayan, kazanmayacağını bile bile seçimlere giren, bir siyasetçi, liderlik bir yana, nasıl bir “aktördür”? Kılıçdaroğlu bu soruların ağır yükünü, kısa bir kurumsal açıklamayla, “susuş kumkumasına getirilerek” kaldırılamaz. Karşımızda ya megaloman bir yalancı gazeteci ya da kendi iradesi olmayan bir siyasetçi var. Ne yazık ki bir üçüncü şık yok. Her iki durumda da CHP’nin geleceği açısından, bu açıklamaların hesabı sorulmalıdır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları