Ilımlı mı dediniz?

06 Kasım 2017 Pazartesi

AKP’de temsil edilen siyasal İslam, radikal İslamdan onun Vahabi, Selefi, IŞİD türü versiyonlarından farklıdır. AKP’nin lideri Cumhurbaşkanı “Biz demokratlar” gibisinden ifadeler kullanıyorsa, ülkede seçimler yapılıyorsa, hatta siyasal İslam seküler bir refleksle kendini milliyetçilik yağına bulamaya çalışıyorsa, laik aydınlanmacı, pozitivist özellikleriyle bilinen Kemalizmin söyleminden kimi parçaları cımbızlayarak kullanmaya, hatta Atatürk adını telaffuz etmeye başlamışsa, AKP’nin yükseliş döneminde vurgulandığı gibi, Türkiye’de ılımlı (liberal- demokratik pratiklerle uyumlu) bir İslamdan, onu temsil eden bir partinin yönetiminden söz edilebilir... diye düşünüyorsanız, yine yanılıyorsunuz?

Dün dünle beraber gitti...
Dün Büyük Ortadoğu projesinin eşbaşkanıydık. Radikal İslama karşı en iyi güvenceydik. İçerde ve dışarda, liberal, Avrupalı dostlarımıza ılımlı-demokratik bir İslamcı yönetim olabileceğini kanıtlıyorduk. Bunlar dünle beraber gitti. Artık iktidardayız. Ülkenin kültürünü, devletinin yapısını, siyasetinin sınırlarını istediğimiz gibi şekillendiriyoruz.
Artık kimliğimizi, projemizi açıkça sergileyebiliriz. Artık, “davranış biçimlerinin bir sonraki kuşağa genetik olmayan yollarla aktarımı” olarak da tanımlayabileceğimiz kültürün yeniden yapılanmasına odaklanabiliriz. Ekonomi, üretim araçlarının yeniden-üretimi; siyaset, disiplin ve cezalandırma araçlarının, kadroların yeniden-üretimi olmadan yaşatılamıyor. Ekonomide ve siyasette yeniden- üretim araçları da ancak kendilerine uygun bir kültür içinde işliyor. Kültür de maddidir ve mutlaka denetlenmesi gerekir.
Eğitim sistemi önemli! Cinsiyet, bedenlerin denetimi ve kullanımı önemli. Okullarda müfredat değişmeli, yükseköğretimde dini kültüre yer açılmalı, örneğin, şeytan çıkartmayı öğretebilecek, geliştirebilecek eğitmenlerimiz olmalı. Eski rejimden kalan kadın haklarına, çocukların yetişkinlerin cinselliğinden korunmasına ilişkin kısıtlamalar kaldırılmalı. Örneğin, evlilik ve aile düzenlemeleri artık müftülüğe, anaokulu düzenlemeleri Diyanet’e bırakılmalıdır. 6 yaşından küçüklere evlenmeyi pedofili olarak tanımlamakta ısrar edenler susturulmalı. Yasalar da, geçen hafta Pakistan’da yüksek mahkemenin vurguladığı gibi, kızların evlilik yaşını dini ilkelere göre düzenlemelidir. Artık kadınların sokaklarda istedikleri gibi açık saçık, şortla, kısa etekle, türbansız filan dolaşmasını da, gerek anında fiili müdahalelerle -bu bağlamda Mısırlı bir hukukçunun, geçen hafta yırtık kot pantolonla gezenler için söylediklerini anımsamakta yarar olabilir- , gerekse örf ve âdetlerimize aykırı giysileri yasaklayan kanunlarla bir son vermek, bu tür davranış tarzlarının gelecek kuşaklara aktarılmasını önlemek gerekir.

Evet ama yetmez
Ama bunlar yetmez, tüm Ortadoğu bölgesi ve İslam dünyası liderliğimiz altında şekillenirken, artık ılımlı İslam kavramını, bizim projemizin meşruluğunu üzerine gölge düşürecek gelişmeleri, bir ABD komplosu, Büyük Ortadoğu Projesi unsuru olarak tümden ve açıkça mahkûm etmeliyiz.
Bu ve benzeri komploların cazibesine kapılacak dostlarımızı, örneğin Vahabi İslamdan uzaklaşarak “Ilımlı İslama dönmekten” söz eden Suudi Arabistan Veliahdı Salman’ı uyarmalıyız (Sabah, Yeni Şafak). Bu çok tehlikeli bir oyundur, İsrail’e alet olmaktır. İslam dünyasında büyük tartışmalara kapı açmaktır. “Ilımı İslama dönmek” yönündeki açıklamalardan sonra Suudi rejiminin Selefi akımlara maddi manevi desteği de gerileyecek, bu ve benzeri akımları destekleyen kimi kaynaklar kuruyacaktır. Tüm bunlar, Türkiye’nin yeni Osmanlı rejiminin bölgedeki etkisini sınırlama komplosunun parçalarıdır. Ilımlı İslamı savunan açıklamalar, Arap milliyetçiliğini güçlendirecek, Arap olmayan İslam ülkelerini dışlayacaktır.
Ülke içinde projemizi tehdit eden tüm unsurları seçim kazanmak gibi ayrıntılara takılmadan hızla tasfiye etmemiz, ülke dışında liderliğimizi koruyabilmek için Ilımlı İslam projesine şiddetle direnmemiz gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları