Avrupa’nın Hangi Yüzü?

19 Ocak 2015 Pazartesi

Paris olaylarından sonra neleri tartışıyoruz?
1) Avrupa (ve Fransa) İslam dünyasına karşı politikalarını sertleştirecek mi?
2) Avrupa içinde vatandaşı veya çalışanı durumundaki Müslümanlar için yeni entegrasyon veya dışlama politikaları mı izleyecek?
3) İslam dünyasına karşı Avrupa içinde doğmakta olan tepki Avrupa ülkelerinde milliyetçi ve sağ yapılanmaları güçlendirecek mi?
4) Türkiye-Avrupa ilişkileri yeni oluşumlardan siyasi, iktisadi, kültürel ve sosyal olarak nasıl etkilenecek? Türkiye-AB görüşme süreci ne olacak?
5) Paris’teki saldırganların köktendinci kimlikleri, İslamcı yeniden yapılanma hareketlerine girişen AKP iktidarının geleceğini nasıl etkileyecek?
6) İktidarın Türkiye içindeki ve bölgedeki İslamcı odaklarla yakın bağları Ankara’ya karşı ne gibi önlemlerin alınmasına yol açacak?
7) Ve son olarak Cumhuriyet gazetesine yapılan sansürcü baskının yansımaları...
Avrupa’da ve Türkiye’de tartışılmakta olan bu başlıklar “önemli değişikliklerin doğmasına” yol açacaktır.

Terör de küreselleşti
ABD İslam konusunda yanıldığını Türkiye’de ve bölgede gördü. Ilımlı İslam adı altında dayatılan politikaların “radikal dinci hareketlere dönüşmesini önleyemediği için” araçlar “bumerang” haline geldi, ters tepti.
Fransa ise Afrika’daki ve son olarak Libya’daki politikalarının sonuçlarını Paris’te gördü. Saldırgan politikaların terörizmi ürettiğini anladı.
Şimdi soru şudur? ABD ve AB terörü bir araç olarak “dışarda hâlâ kullanmayı sürdürecekler mi?”. Yoksa politikalarını değiştirip “yalnız içerde değil, dışarda da terörü önleme noktasına mı gelecekler?”.
Libya’daki olaylar dışardan ABD ve Avrupa’nın (Fransa’nın) askeri saldırılarıyla desteklendi, Suriye’deki iç çatışmalar dışardan (ve Batı’dan) insan ve silah gönderilerek yardım gördü.
Türkiye’de PKK, bugün Avrupa ülkeleri ve ABD tarafından hâlâ destekleniyor. Bunlara onlarca örnek eklenebilir. Batı’nın “içerde barış dışarda kavga” politikaları sonunda terör Avrupa içine de sıçramaya başlamıştır.
İletişimin bu kadar yaygınlaştığı bir ortamda “terör de küreselleşti”.
Paris olayları eğer Batı için, “yalnız içerde değil dışarda da barış” politikalarının yeşermesine yardımcı olursa umutlanabiliriz.

Türkiye’ye etkileri
1) Türkiye-AB ilişkilerinin fiili gidişatına etkisi olmayacaktır. Avrupa zaten Türkiye’yi üye yapmama kararını çoktan vermiştir. Türkiye’nin bekleme odasına kilitlenmesi, işine geliyor.
2) Avrupa ve Batı’da Paris sonrası yeni dayanışma AKP’nin frene basmasına yol açacaktır. Ya da Avrupa’dan tamamen kopacaktır.
Zaten duvara toslamış bulunan Ankara’nın Suriye politikası fiilen Fransa (ve Avrupa’ya) zarar verdi, iyice azalan kredisini tamamen kaybetti.
Davutoğlu’nu Paris’e gönderip kerhen de olsa, cumhuriyet ve demokrasi yürüyüşüne katılmak zorunda kaldı; hem de İsrail Başbakanı ile birlikte, yan yana!
Üstelik Charlie Hebdo dayanışmasına istemeden katıldıktan sonra dönüşte, “Charlie Hebdo’ya destek veren” Cumhuriyet gazetesine yapılan sansürcü ve faşizan baskılar hükümetin gerçek kimliğini ortaya koydu.
İçerde ve dışarda dini siyasete alet edip terörleştirenler, bunun bedelini mutlaka öderler.
Türk toplumu Avrupa’nın çağdaş ve demokratik yüzü ile bütünleşip kaynaşmak zorundadır, başka bir yol yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları