İskoçya Yeni Norveç Olmadı

22 Eylül 2014 Pazartesi

İskoçya bağımsızlığa evet deseydi yeni bir Norveç olacaktı. Ama yüzde 55 “Hayır”la Birleşik Krallık içinde kalmayı kabul etti.
Norveç 1960’lı yılların başında İskandinavya ülkelerinin fakiri idi. İsveç ve Danimarka’da kimileri onlara “İskandinavların köylüsü” adını bile takmışlardı.
Ne var ki Kuzey Denizi’nde petrol bulununca Norveç küçük nüfusu ile “İskandinavların en zengini” konumuna dönüşüverdi. Hatta Avrupa Birliği’nin ısrarlı davetine hayır diyerek birliğe girmedi, sadece “Avrupa Ekonomik Bölgesi” (European Economic Area) üyesi olarak kaldı. AB ile mallar serbest dolaşsın, ama üçüncü ülkelere karşı bağımsız olayım dedi. Kişi başına düşen olağanüstü yüksek petrol gelirini daha fakir AB üyeleri ile paylaşmak istemedi.
İskoçya yeni bir Norveç olma olasılığına hayır mı demiş oldu? İş o kadar basit değil, hiç sanmıyorum.
?İskoçya’nın Birleşik Krallık içinde eşit bir yeri var. Hatta eşitten bir adım daha ileri; sosyal devlet olarak ekonomik refahını eğitim ve sağlık başta olmak üzere daha eşit dağıtabiliyor. Özerklikleri var.
?Diğer taraftan İskoçya, Birleşik Krallık şemsiyesi altında, “imparatorluğun” dünya üzerinde kurduğu egemenlik sayesinde ve sonucu bugünkü noktaya gelebilmiştir.
Tek başına küçücük bir İskoçya olarak hiçbir zaman bunu sağlayamazdı.
İngiliz İmparatorluğu’nun dünya üzerinde asırlardır süregelen egemenliğinin yarattığı “dışsallıklardan” fazlasıyla yararlandı, Krallığın güneyi daha fazla yararlansa bile.
?Norveç, İskandinav ülkeleri arasında oluşturulan birlik benzeri (yarı birlik) avantajlarıyla da sırtını kısmen dayadığı bir zemin bulmuştu. İskoçya’nın da sırtını dayadığı zemin Birleşik Krallık’tır.
Ve tabii İkinci Dünya Savaşı sonrası yapılan anlaşmalarla Norveç “Batı kampı”nın kanatları altına alınmıştı.
İskoçya’nın ve Norveç’in Avrupa kimliği içinde uzun yıllar (asırlar) boyunca geçirdiği süreç onların “özel konumlarını” da belirler.

Türkiye ve İskoçya’nın konumu
İskoçya’nın konumu ile Türkiye’deki “Kürdistan hareketi” çok farklı şeylerdir. Farklara gelince;
1 - İskoçya’da “ortak Batılı değerler ve kurumlaşmalar” vardır;
- Asırlardır aynı tarihin ve kültürün içinde yoğuruldukları için, “ayrılsalar bile yine beraberdirler.” Örneğin İskoçya ayrılsa bile AB ile çok yakın kurumsal bağlar kuracaktır.
2 - Türkiye’deki ayrılıkçılar Batı tarafından destekleniyorlar; Lozan’ın tartışmaya açılması isteniyor.
Buna karşılık İskoçya bağımsızlık hareketinde böyle bir “Batı müdahalesi” bulunmuyor. Hatta Batı, yüzde 55 hayır oyu çıkmasına sevindi.
Türkiye’de ise işler tersine çalışıyor; yönetim Batı desteğini arkasına alabilmek için “açılımlarda” ilerlemek zorunda.
3) İskoçya’da yapılan referandumun “yasal bir zemini vardır”. Buna karşılık Türkiye’deki yasal değildir ve bu nedenle yasalar değiştirilmek ya da fiili durumlar yaratılmak isteniyor.
Şimdilik Batı Cephesi’nde bir değişiklik yok. Sorunlar bizde, bizim içimizde. Geçen hafta 15 Eylül’de Bıçak Sırtı’nda yazdığım gibi Suriye’de düğmeye basıldı bile. Kuzey Irak’taki oyun Suriye için de tekrarlanıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları