Yenicami’ye karşı balık tutan adam

08 Ekim 2019 Salı

Karaköy İskelesi’nden Eyüp’e giden 11.45 vapurunu saniyelerle kaçırdıktan sonra iskelenin hemen yanındaki kahvede çayımızı yudumluyoruz. 20 metre ilerimizde deniz kıyısında, Yenicami’ye karşı, elinde olta, balık tutan bir adam var.
Amacımız Eyüp’teki Pierre Loti Kahvesi’ne teleferikle tırmanıp çayı orada yudumlamaktı. Yan masada bangır bangır kulağımı patlatırcasına Arapça konuşan bir adam var. Kesintisiz 10 dakikadan fazla bu işkenceye katlanıyorum. Konuşmasında sıkça geçen iki sözcük: Allah ve dolar! Türkçede de sıkça yan yana kullanılan iki sözcük. Biri kutsallık ifade eden, öteki vahşi kapitalizmin simgesi olmuş karşıt iki kelime.
Çinli de, Türk de, Alman da, İngiliz de “dolar” sözcüğünü sıkça kullanırlar. Adeta “sıfat” haline dönüşmüş gizemli bir kelime. “Polarizasyon” gibi, “dolarizasyon” da artık dilimize yerleşti. Bana biraz sevgili Erkan Yolaç’ın “atmasyon” tiplemesini anımsatıyor!
Yan masada bangır bangır konuşan Arap’ın Allah ve dolar gibi iki zıt sözcüğü 10 dakika içinde 40-50 defa tekrarlaması önce çok garibime gitti. Aslında pek şaşırmamam gerekiyor. Medyamızda, siyasilerin ekran konuşmalarında sıkça duymuyor muyuz? Allah izin verirse dolar düşecek, ya da Allah kısmet ederse “dolarizasyondan” kurtulacağız! Aynen yan masadaki Arap’ın söylediği gibi.
Tanrı doları korusun!
ABD, doların üzerine Tanrı’nın yüce adını yazmış: elinize 1 ABD Doları alın, üzerinde Amerikalıların Tanrı’ya inandıkları resmen yazılmış. Kendileri için doları adeta kutsallaştırmışlar. Aynen yan masadaki Arap’ın bağıra çağıra ifade ettiği gibi. Bu Arap aslında “Arap dünyasının durumunu bir turnusol kâğıdı gibi” açığa çıkarıyor, resmini çiziyor.
- Trump’ın Kaşıkçı’yı lime lime doğrayan Arap diktatörünü dolar uğruna sahiplenmesi, yanından hiç ayırmaması gibi… Doların gücü ve “kutsallığı” her şeyin üstüne çıkıyor.
- ABD, İngiltere, İtalya, Fransa Kaddafi’den dolarları elde ederken önüne kırmızı halı seriyorlar. Sonra da, “Allah istedi” yalanı ile onu yine dolar uğruna linç ettiriyorlar.
Ama emperyalistlerin derdi “öbür dünyada değil, bu dünyada”. Kaşıkçı’yı da, “oyun bozanlık etti” diye, daha bu dünyada kesip paketliyorlar, dolarları birlikte götürüyorlar.
Dolar ve savaş, dolar ve silah, dolar ve ölüm hep yan yana yürümüşlerdir. Emperyalizmin Ortadoğu’da siyaseti dinin, eğitimin, ordunun içine sokarak sömürüsünü yürüttü, FETÖ’de olduğu gibi.
Yan masada bangır bangır Arapçası ile 40-50 kere dolar ve Allah sözcüklerini kullanan adama kızmamam gerek. Kendisi “Ortadoğu bataklığında yetişmiş endemik bir türdür”, başka yerlerde az bulunur. Aynen bizim FETÖ’cüler gibi.
Pierre Loti’ye gitmek üzere 12.45 vapurunu beklerken aklımdan bunlar geçiyordu. Ve 20 metre ileride oltasını Haliç’in sularına daldıran adamın, yanımdaki Arap gibi dolarla falan da bir alakası yoktu. Birkaç istavrit yakalayıp günlük geçimini sürdürmek derdindeydi.
Ve sonunda Pierre Loti Kahvesi’ne ulaştık. Öğrencilik yıllarımda Pierre Loti’ye geldiğimde zamanın kimi ünlü şair ve yazarları ile karşılaşırdım, onlarla sohbet etmeye çabalardım.
Bugün bunlardan eser kalmamış, ortalığı Arap “turistleri” doldurmuşlar, buranın havası çok değişmiş.
Sanki “yeni Türkiye’yi” yansıtırcasına: Karaköy İskelesi’nde Yenicami’ye karşı balık tutan gariban hâlâ orada işine devam ediyor olmalı. Denizden dolar toplayacak hali yok tabii, birkaç istavrit bile onu mutlu etmeye yetecek.
Ve Suriye bataklığındaki Türkiye aynen Pierre Loti’nin yeni hali gibi, eskisinden çok farklı: büyük insan Atatürk Yurtta barış, dünyada barış” derken aslında, Ortadoğu’daki bataklığa ve emperyalizme baş kaldırıyordu: Balkanlar’dan Suriye ve Libya’ya tüm cephelerde bu gerçeği görmüş bir komutan olarak…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları