Ersin Onay: Müzik dünyamızda bir kavşak

24 Mayıs 2023 Çarşamba

Bilkent Üniversitesi’nin müzik ve güzel sanatlar fakültesini kuran, piyanist ve eğitimci Prof. Dr. Ersin Onay’ı yitirmenin acısını yaşıyoruz. Öğretmenliği, piyanistliği, Bilkent gibi özel bir kurumun çatısı altındaki kuruculuğu ve yöneticiliği ile değerli izler bıraktı. Zehra Yıldız Vakfımızın da kurucu üyelerinden birisi olarak çok önemli katkılarda bulunmuştu. Onun gayretiyle kurulan Bilkent Güzel Sanatlar Fakültesi, öğrencisi, sanatçısı, öğretmeni, salonu, büyük senfoniden küçük oda müziği topluluklarına kadar uzanan orkestraları, Saygun Müzesi ve düzenli konserleriyle kısa sürede gelenek yaratan bir merkeze dönüşmüştü. Önce Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan destek alınmış, Polonya ve Macaristan’dan, sonra da Rusya, Özbekistan, Azerbeycan, Arnavutluk’tan öğretmenler getirtilmişti. Bunların her birisi bir çalgının uzmanı ve öğretim üyesiydi. Bugün Bilkent salonu Türkiye’nin en donanımlı akustiğine sahiptir. Ersin Onay’ın “Umudun Sesi” başlıklı kitabı kendi yaşamöyküsü kadar Bilkent serüvenini de anlatır. Bilkent, onun hizmetlerinin yalnız bir bölümüdür. Orada Gürer Aykal ile kurdukları orkestra, düzenledikleri turneler, festivaller, ülkemizin müzik yaşamına renk katmıştı. Çok değerli bir aydınımızdı.

ELİSABETTA Dİ STEFANO: DEĞERLİ BİR KORREPETİSTTİ

Roma’da doğmuş, Santa Cecilia Konservatuvarı’nın piyano bölümünü bitirmiş, daha sonra Türkiye’ye yerleşmiş; nice şan sanatçısının perde arkasındaki çalıştırıcısı olmuş, onlara korrepetist olarak yol göstermişti. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall konserlerinin başladığı yıl, Zehra ve Süha Yıldız’ın düet olarak verdikleri resitalin piyanisti de Elisabetta’ydı. Pek çok opera sanatçımıza emeği geçmişti. Saint Esprit Katedrali’nde organist ve koro şefliği, İtalyan Lisesi’nde ve İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliği yapmıştı. Bir süre önce İtalya’ya dönen sanatçı geçen hafta orada vefat etti.

İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ 51 YAŞINDA

İstanbul Müzik Festivali 51. kez kentimizi renklendiriyor. İyi ki bu festival kurulmuş, iyi ki kurulduğu günden bu yana kültür dünyamıza ışıklar saçmış. Dünyanın sayılı festivalleri arasına girdiğinden beri yabancı sanatçılar için de İstanbul’a gelmek ve bu festivalde çalmak bir ayrıcalık oldu. Kurulduğundaki ilk yıllara bakıyorum, nice dünya ünlüsü kentimize gelmiş. Bu yıl 1-17 Haziran tarihleri arasında, Borusan Holding sponsorluğunda, çeşitli etkinliklerle 51. yaşını kutlayacak. Son yıllarda eklenen yeni etkinliklerden birisi çağdaş müzik üretimine katkıda bulunmak amacıyla yurtiçinden ve yurtdışından bestecilere eser sipariş edilmesi. Bu yıl da 6 yeni yapıtın dünya prömiyeri yapılacak. Kadın bestecilere, kadın ozanların dizelerinden köklenen siparişler verilmiş. Hollanda, Türkiye ve İran’dan kadın bestecilere ısmarlanan yeni yapıtlar çalınacak. Cumhuriyetin 100. yılında, ülkemizin erken dönem tango bestecileri de seslendiriliyor: Hasan Niyazi Tura’nın festivale armağan ettiği, tango seslendirilecek. Barbara Hannigan yönetimindeki BİFO Charles Ives ve Schönberg gibi çağdaş müziğe kapılar açan bestecileri çalacak. Hollanda Kraliyet Oda Orkestrası bariton Matthias Goerne’nin solistliğinde, Ligeti ve Hugo Wolf gibi 20. yüzyıl başı bestecilerini sunacaklar. Festivalin en ünlü ismi kemancı Anne-Sophie Mutter ve onun seçtiği genç virtüözler AKM sahnesinde olacak. Beni en çok heyecanlandıran etkinliklerden birisi Türk edebiyatının büyük yazarı Yaşar Kemal’in destansı romanı Binboğalar Efsanesi’nin müzikli tiyatro uyarlaması. Michael Ellison’ın müziği; Simon Jones’un metin ve rejisi, Evrim Akyay’ın koreografisi ile NohLab’in videosu ve Can Okan’ın şefliğindeki Hezarfen Ensemble seslendirecek. İstanbul’da müzik festivali başladı mı artık yaz geliyor demektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları