Gülengül Altınsay

Ayağımın Tozuyla

05 Şubat 2015 Perşembe

İstanbul’da havaalanına iner inmez bir “hoş geldin” olarak bir buçuk saate yakın bavul bekledim. Meğer transit yolcuların bavullarına karışmış. Ben bavuluma güç bela kavuştuğumda bazı yolcular hâlâ bekliyordu.
Tabii ki gerekçe hazırdı; hava koşulları. Fırtına nedeniyle iptal edilen uçuşlar, ardı ardına inişler filan.
İyi de bu olasılıklar önceden planlanmamış mı? İşler böyle ucu ucuna mı yürüyor? “Bavulum dünya turu atmadı da son anda yakalandı” diye sevinmem mi gerekiyor? Büyüyoruz ama bunun yarattığı sorunlara “nasıl olsa hallolur” kafasıyla yaklaşıyoruz. Gelişmenin sıkıntısını sıradan vatandaşa çektiriyoruz.
Neyse sonunda zamanında yetiştim ve ayağımın tozuyla başladım Galatasaray-Bursaspor maçını izlemeye. Ve şükür bu “hoş geldin” iyi bir hoş geldin oldu.
ON BEŞ SENE GERİDEN
Maç yazımda da belirtmiştim; zevkle izlediğimiz futbolda Bursaspor’un modern futbol anlayışı belirleyiciydi. Bunda da takımı ortadan bölmeden ileri geri çalışan orta alanın katkısı büyüktü.
Çağdaş futbol bunu 15 yıl öncesinden başlayıp halletti biz bir türlü oyunun iki yönünü de oynama meselesini çözmüş değiliz. Öyle olduğu için de yorumcularımız bile “defansif orta saha, ofansif orta saha oyuncusu” deyimlerini kullanmaya devam ediyorlar.
Oysaki her oyuncu özellikle de orta alanda oynayan oyuncular hem savunma hem hücum yapabilen yani hem defansif hem de ofansif olmak zorundalar.
İşte Bursaspor’un Bekir ve Ozan Tufan’dan oluşan orta alanı bunu Süper Lig’in diğer takımlarına göre çok daha iyi becerebildiği için ortaya daha dengeli daha akışkan bir futbol çıkıyor. Porto terbiyesi almış Belluschi de Bekir ve Ozan’a katılıyor.
Ne var ki son vuruşlardaki yetersizlik oynanan oyunun skora tam yansımasını önlüyor. Çünkü Bursa ileri üçlüsü, özellikle kanattaki adamlar çok hızlı fakat belli şablonun dışına çıkamıyor. Arkadan ve özellikle Belluschi’den top bekliyorlar. Oysa modern futbolda klasik forvet kalıpları da kırıldı çoktan. Forvetlerin de çok yönlü olması, pozisyona göre orta alanla değişmesi gerek. Sonuca birinin pas atması ötekinin gol atmasıyla değil, herkesin bu rollere uyum içinde katılmasıyla ulaşılması gerek.
Kısacası, Şenol Güneş’in forvete kadar uyguladığı çok yönlü, değişmeli ve tempolu oyunu ileri hatlara da yansıtması gerek.
STRATEJİK AKIL OLMALI
Bursaspor ayrıca dengeli bir ilk 11’e sahip. Kısa zamanda büyük başarı bu. Ancak buna yakın bir ikinci 11’i yok. Ne yazık ki her altı ayda hoca değiştirilen, her transfer dönemi dizi dizi futbolcu transfer edilen futbol sistemimizde bu yapılanma işi çok zor. Çünkü bunun için stratejik akıl, kararlılık ve zaman gerek. O da bizde yok.
Futboldaki Türk anlayışının değişmez bir başka meziyetine(!) de Galatasaray- Bursaspor maçının son 15 dakikasında tanık olduk. Milli bir reflekse dönen skoru korumak için geri çekilme hastalığı Bursaspor’da da ortaya çıktı maçın son diliminde.
Öyle olduğu için de son 15 dakika çağdaş futbol mahalle futboluna dönüştü. Biz hâlâ geri çekilerek savunma yapılabileceğini sanıyoruz çünkü.
Şenol Güneş’e ve Bursaspor’a futbolun bu güzel sorunlarını yazma fırsatını bana verdiği için teşekkürler. Umarım bu yaptıkları için, futbolun temel sorunlarına korkmadan parmak bastıkları için cezalandırılmazlar.
Futbolumuz böyle büyür, tribünler böyle dolar çünkü. Yoksa yarınını göremeyen kompleksli yöneticilerin şişirilmiş transfer rakamlarıyla “ben aldım”, “ben yaptım” diye övünmesiyle değil.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umudun meydanı 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları