Güneş Aksüs

Çocuğunuz iştahsız değil, 'seçici yiyici' olabilir

13 Şubat 2024 Salı

Çocuklarda ve hatta bebeklerde gördüğümüz, aileleri çok yoran, üzen ve uğraştıran bir konudan bahsedeceğim bugün. Başına gelenlerin anlayacağı ve hak vereceği, başına gelmeyenlerin uzaktan sadece ‘şımarıklık’ zannedeceği bir konu. Hatta maalesef bazı ailelerin de anlamakta zorlandığı için sadece iştahsızlık olarak gördükleri bu konu aslında ciddi bir yeme problemi. Sadece yeme problemi gibi görünen aslında farklı sorunların da birleştiği bir hassasiyet. Seçici yiyici çocuklar yani yemek seçen çocuklar, normal yemek yerken bir anda tüm yemekleri yemekten vazgeçebilirler. Bir anda öğürme, tükürme başlayabilir. Bazı çocuklarda bebeklikten itibaren görülürken, bazı vakalarda yavaş yavaş başlar ve yanlış yöntemler sebebiyle yaşla  beraber artabilir. Yetişkin olduğu halde yemek seçen, bazı yemekleri yiyemeyen, hatta görmeye bile tahammülü olmayan insanları düşünün. Asla yeni yemek denemeyenler. Yeni bir yemeğin tadına bile bakmayanlar. Bunlar nadiren oluyor ise problem değil ama büyüme gelişme çağında minik çocukların seçici tavırları sebebiyle sadece 2-3 gıda ile besleniyor olmaları hem büyüme gelişmelerini hem de sağlıklarını ciddi derecede etkiliyor. Önce zayıflamaya başlıyorlar ve sonra büyüme geriliği oluşabiliyor. Eksik beslenme sebebiyle sık sık hastalanan çocuklarda bağışıklık sistminin de zayıfladığını biliyoruz. Fakat tüm seçici yiyen çocuklar zayıf değildir. Bu kafa karıştırabilir. Kilolu ve iri yarı bir çocuğu gördüğünüzde çok iyi besleniyor zannedebilirsiniz ama 4 yaşına kadar mama, muhallebi ve süt ile beslenen ve başka yemekleri yiyemeyen bir çocuğun sağlıklı olduğunu söylemek zor. 

Bu çocuklar 3 gruba ayrılır;

  • Bazı çocuklar çok seçici yiyicilerdir ve yiyeceklerin kokularına, tatlarına, dokularına veya renklerine karşı olumsuz tepkiler verebilirler. "Neofobi" olarak adlandırılan yeni yiyeceklerden oldukça korkabilirler, alışılmadık yiyeceklerden asla hoşlanmazlar. Yeni yemekleri denemezler.
  • Bazı çocuklar yemek yemeye karşı genel bir ilgisizlik gösterebilir ve iştahları çok az olabilir ya da yemek yemeyi çok sevmez, ilgilenmez  ve aklına bile gelmez. Bu çocuklar genellikle aç hissettiklerini söylemezler ve farkına varmazlar.
  • Diğer çocuklar yemek yerken olabileceklerden korkarlar; örneğin ağrı, boğulma veya kusma yaşamak.

NEDEN BÖYLE? 

Seçici yiyici çocukların neden böyle oldukları hakkında kesin bir bilgi yok. Mizaç, davranış, alışkanlık, bazı yeme ile ilgili travmalar ( boğulma, hastalık, sık kusma), çiğneme yutma bozuklukları, duyusal hassasiyet, evdeki stres seviyesi, vitamin, mineral eksiklikleri, reflü, alerjiler… bu durumların hepsi yeme davranışında seçici olmaya itebilir. 

NASIL TEDAVİ OLUR?

Önce bu durumun önemli bir problem olduğunu bilmek gerekiyor. Çocuk hekimi düzenli takip sırasında boy-kilo ölçümü yapar ve büyüme hızını takip eder. Eğer büyüme eğrisinde bir problem var ve hatta kilo kaybı görülüyor ise ciddi bir destek gerekiyor demektir. Bu konuda çalışan bir diyetisyen, psikolog ve ergoterapistten ekip oluşturmak ve onlarla birlikte çalışmak en doğru yol. Böyle bir durumda ailenin bu durumun düzeleceğine inanması ve elinden geleni yapması çok önemlidir. Sabırlı olmak bu tedavinin ilk adımı. Çünkü asla çocuklarımıza kızarak, bağırarak, zorlayarak, küserek, baskı ile bu savaştan galip çıkamayız. Savaş diyorum çünkü ailelere sorduğunuzda yemek masasındaki krizleri bu şekilde tanımlıyorlar. Ne demek istediklerini çok iyi anlıyorum. Herşeyi deniyorsun, ne gerekirse yapıyorsun, masada onlarca yemek var ama hiçbirini yemeyen çocuğunuz aç karnına ağlayarak uyuyor. Her denemede ağlayan bir çocuk ve onu doyuramadığı için kendini suçlayan bir aile. Hiç kolay değil.. Ama bilin ki çözümü var. Anlayışlı olmak, sabırlı olmak ve gerçekten çocuğunuzun neye hassasiyeti var iyi anlamak gerekiyor. 

Bu durumda siz ne haldesiniz? Kendinize bakmayı unutmayın . Siz ne yediniz? Ne zaman yediniz? Nasıl yediniz? Hangi duyguyla? Zorla mı? Sırf karın doyurmak için mi? Yoksa iştahla mı? Kendiniz mi hazırladınız? Düşünün... Sizin yemek ile olan ilişkiniz onu da etkiliyor. Sizin tüm duygularınız gibi. O yüzden biraz yemek anlarına kaygı yerine keyif kattığınızda değişim başlayacak. Bu konudan bahsetmeye devam edeceğim… 

Aklınıza takılanları bana mail atabilirsiniz. 

[email protected] 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları