Durmayın, Çalışın

21 Haziran 2013 Cuma

Büyük iktisatçıların tartışmalarına karışmak çok tehlikelidir. “Yüksek teori”, sokak adamlarının anlayabileceği bir şey değil. Şu direniş günlerinde, duran adamların, kadınların bir şey anlatmaya çabaladığı günlerde iktisatçılar arasındaki pek ilginç bir tartışmaya karışmak değil de, haşa ne haddimize, anlamaya çalışmak niyetiyle kulak misafiri olduk.
Kulak misafiri olduk, çünkü bizim cebimizle ilgili konuşuyorlardı.
Bu yüksek düzeyli tartışma çok, pek çok önemlidir ve son 10 yılda gelirimizin ne kadar arttığı ile ilgilidir.
“Kaç daire satın aldınız, kaç gemiye yatırım yaptınız, arabanızın markasını nasıl değiştirdiniz, yurtdışı seyahatlerinizdeki artış ne boyutta, içindeki gazetecilerle birlikte aldığınız sattığınız ya da şu sıralarda TMSF kapısında hesabını kitabını yaptığınız gazetelerinizin durumu ne?” türünden sorulara doğru yanıt verebilmek için cefakârca tartışıyorlardı işte bu arkadaşlar.
Soru zor, iktisat bilimi lastikli, klasik ya da modern iktisat teorileri ise kimi zaman hepten insafsız.

\n

***

\n

Derler ki; “Şu gittikçe artan refah düzeyimizi ve her geçen gün yükselen üretkenliği nasıl ölçelim? En iyisi kişi başına düşen gelirden yola çıkmak.. da cari fiyatları mı kullanacağız ölçerken, sabit fiyatları mı, satın alma paritesini mi?”
Tartışma büyüktür. Büyük iktisatçı ve hani şu İngilizlerin dinlemeye aldıkları Maliye’den, kuşkusuz Başbakan
Erdoğan’dan sonra, sorumlu Bakan Mehmet Şimşek, kişi başına geliri cari dolar kuruyla hesaplamaktan yana. Çünkü o zaman AKP döneminde kişi başına düşen gelir neredeyse zıplayıp tavana vurmuş, 10 yılda yüzde 200 artmış oluyor.
Bre aman, gerçekten bu kadar artıyor mu kişi başına düşen gelirimiz? Yok, bir münafık çıkıyor, itiraz ediyor. Yorumları her zaman ilgiyle okunan, arada bir insafa gelen değerli iktisatçı
Ege Cansen, “Yook” diye itiraz ediyor; “cari fiyatlarla ölçmek iktisata sığmaz, sabit fiyatlarla ölçmek gereklidir.” O zaman artış yüzde 43’lere iniyor ve kuşkusuz rakamlarla oynamanın ve her türlü cambazlığın ustası yandaş iktisatçılar fena halde kızıyorlar bu “teori çerçevesinde insaflı” iktisatçıya.
Anlaşmazlık ve mesafe büyük. Bu durumda bir
“âkil adam” gerekmez mi? Gerekiyor. Ünlü iktisatçımız Asaf Savaş Akat geliyor ve arayı buluyor: Onun da dediği şudur: “Milli gelirin cari kurla hesaplanması en yanlışıdır. Refah ve üretkenlik artışını gerçeğin çok üzerinde gösteriyor. Bir: ABD enflasyonunu hesaba katmıyor. İki: TL’nin değer kazanmasının etkisini abartıyor. Sabit TL fiyatları daha az yanlışıdır. Refah ve üretkenlik artışını gerçeğin daha altında gösteriyor. Çünkü nispi fiyat hareketlerini, özellikle TL’nin değer kazanmasının etkilerini soyutluyor. Doğrusu nedir? Sabit TL fiyatlarına ekleyince on yılda kişi başına gelir artışını yüzde 71 hesaplıyorum. Yani milli gelir iki katına çıkıyor.”

\n

***

\n

Tamam mı kişi başına düşen gelirleri hesaplanan değerli kişiler? Bir yamuk var mı? Yok. İster Bakan Şimşek gibi düşünün, ister Ege Cansen ya da Akat gibi, artmış işte geliriniz.
Peki, neden tencere tava çalıp duruyorsunuz? Neden milleti gece yarısı saat 9’da rahatsız ediyorsunuz. Hem siz neden duruyorsunuz? Gidip çalışsanıza. Kişi başına geliriniz yüzde 200, olmadı yüzde 71, olmadı yüzde 43 artmış diye yan gelip yatacak, pardon duracak mısınız?
Anlamadım, ne dediniz?
Gelir dağılımı mı? O da nedir yahu...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları